Nasihatla Yaklaşma

Rabbimiz Zariyat suresi ayet. 55.de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Hatırlat, umulur ki bu hatırlatman müminlere yarar sağlar, (öğüt alırlar)*** Kardeşlerim şurası bir gerçektirki; Nasihat mutlak surette her müslümana gereklidir inancını taşıyoruz. Nasihat,İslam dininin ameli hayata aktarılması, ahlâkî prensiplerin yaşanması, insanî erdemliliklerin, güzelliklerin, ahlaki degerlerin, görgü kurallarının, edebin, ilmin ve amelin öğretilmesi amacıyla bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi ve hatırlatmada bulunması amacıyla yapılan öğütlerdir. Bu öğütler yapılırken asla bir ard niyet güdülmez, dünyevî çıkarlar düşünülmez ise amaçlanan güzellikler yerine getirilmiş olur. Nasihat etmek; Müslümanlar için bir görevdir. Çünkü insanları iyiliğe davet edip, kötülükten sakındırmak Müslümanlara farz-ı kifayedir. Allah (c.c) yine bir başka ayeti kerimesinde Ali imran suresi.104.te mealen şöyle buyurmaktadır. *** Sizden, hayra davet eden, iyiyi emreden, kötülükden sakındıran bir ümmet olsun, işte kurtuluşa erenler bunlardır…*** Nasihat eden kişi güvenilir olur. Onun yaptığı nasihat samimiyetle yapıldığı takdirde etkisini gösterir. Müminler sürekli olarak birbirine öğüt vermek ve Nasihat etmek suretiyle yardımcı olurlar. Allah (cc) zikrimizi, şükrümüzü ve firasetimizi artırsın. Bizleri hayırlı nasihatler eden ve yapılan nasihatlardan faydalanan kulları zümresine dahil eylesin. inşaallah…

2. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: *** Din nasihattir*** Sahabesi sordu, * Kimler için * Peygamber efendimiz (sav); Allah, Resülu, Kitabı, müslümanların idarecileri ve bütün diğer müslümanlar için…**“ buyurdu (Buhârî, İman). Kardeşlerim, Alimler bu hadisin yorumunda nasihatın şu anlamlara geldiğini söylemişlerdir: Allah’ın varlığı ve birliğine samimi olarak inanıp, O’nu noksan sıfatlardan tenzih etmek, O’na en üstün nitelikleri layık görmek, sevdiği şeyleri yapıp sevmediği şeyleri yapmamak ve O’na karşı gelenlere düşman olmak. Hz. Muhammed’in, peygamber olduğuna inanmak, emir ve yasaklarına uymak, onu ve Ehl-i beytini sevmek, sünnetine sarılmak, ahlakını ahlâk edinmek. Kur’an-ı Kerim’i lâyık olduğu şekilde okumak, ihtiva ettiği hükümleri öğrenmek ve başkalarına öğretmek, ona hürmette kusur etmemek, tavsiye ettiği şekilde bir müslüman olmak ve onun ahlâkını yaşamak. Allah’ın hükümlerini uygulayan ve İslâm’ı hâkim kılan idarecilere itaat etmek onlara karşı gelmemek ve onlara doğruyu göstermek, bilmedikleri konularda onları uyarmak, onlara karşı görev ve yükümlülüklerini samimiyetle yerine getirmek. Müslümanlara düşmanlık taslıyanlarla mücadele etmek, onlara iyi ve doğruyu göstermek, bütün müslümanlara dua etmek, hepsi hakkında iyilik düşünmek, sâlih kişileri sevmek. Evet bu ve bunun gibi hususlar bir müslümanın yapacagı güzellikllerin başında gelen uygun hareketlerdir inancındayız. Allah (cc) bizleri, Mutlak dogrulara teslimiyet gösterenlerden ve Sünneti seniyyeye baglı kalalardan eyler inşaallah..

3. Peygamber efendimiz bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** Bir organ hasta olunca bütün vücud rahatsız ve hasta olur. Müslümanlar da tıpkı bir vücûd gibi birbirlerini sever, birbirlerine acır ve şefkat ederler…** Kardeşlerim, Bizlere kadar ulaşan bütün açıklamalardan anladıgımız o dur ki; Müslümanın dinî ve insanî görev ve yükümlülüklerini, samimi olarak yerine getirmeleri, en iyi ve en güzel sözü söylemeleri, en güzel ve en hayırlı nasihatı vermiş olmalarıdır. İşte güzellik ve hayırlı ümmet olma vasfı da inanıyoruz ki burada yatmaktadır. İşte bu âyetler ve hadîsi şerifler vaaz ve irşadın Müslümanların hayatındaki önemini en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Burada bir güzel İslami ölçüyü beyan edecek olursak; Müslümanın hayırlısı Müslümanlara hayırlı olandır. Hani yavrusunu uyutmak için ninni söylerken kendi kendisini de uyutan analar vardır. Boş laf üreten kişinin hali bu annenin haline benzetilmiştir. Bizlerde boşu boşuna kendi kendimizi uyutanlardan ve avutanlardan olmayalım. Dünya hayatında kişi ömür boyu çalışır, çabalar birşeyler biriktirir. Mutlak surette yalnız alın terinin kazandıgı en güzel birikim, evlada bırakılacak en hayırlı miras ve en güzel yatırım, inanıyoruz ki güzel ahlak olacaktır. Allah (cc) Bizleri güzel ahlaklılar sınıfına dahil eder inşaallah…

4. Rabbimiz sebe suresi ayet.6.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah) ın yolunda yöneltip,ilettiğini görmektedirler… *** Kardeşlerim, Asrı saadette yaşayan o Nurlu insanların öylesine güzel hasletleri vardı ki; Bunlardan biriside, ziyaretlerine gittikleri ya da yolda gördükleri kardeşlerinden susuz çölde su istercesine kendileri için Nasihat etmelerini istemeleriydi. Halbuki yapılmasını istedikleri nasihattan kendileri de habersiz degillerdi. Lakin, Din kardeşlerinden Nasihat istemelerinde iki hikmet, iki güzellik vardı. Bu hikmetlerden birincisi: Dost diliyle nefislerini ikaz ettirmek, ikinci güzel hikmete gelince; Din Kardeşlerini Nasihat gibi güzel bir hayıra eriştirmek vesile etmekti…Bu Nasihatları birbirlerine yaparken kimse kimseye asla * Sen önce kendine bak, benden daha çok sen nasihata muhtaçsın, bana nasihat etme cüretini, cesaretini nereden alıyorsun * gibi yakışıksız sözlerle birbirlerine engel olmayı düşünmezlerdi. Bizlerde inşallah artık hep reçeteler yazan, çok konuşan, devamlı teoriler üreten, boş yere avuntu veren, boş hayallerle oyalayan, beyaz ve güzel gibi görülen yalanlarla kandıran ve kandırılan toplum olmaktan kurtulup, gaflet uykusundan uyanıp Yüce dinimize samimiyetle ve İhlas ile baglanalım. İtaatı ve teslimiyeti yalnız ve yalnız Allaha, Onun şanlı Rasulüne ve onlara baglı olanlara hasredelim. Allah dinde gayretlerimizi artırır inşaallah…

Sermedkadir

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert