Yalnız, ıssız ZİFİRİ karanlık gecelerimde.
Hâleti ruhiyem elem’li bir ANI’NIN peşinde.
Yine nereden getirdi ISLANMIŞ gözlerime.
Binbir türlü duyğular tatlı HÜZÜN veriyor…
Dolu dolu yaşamayı UMARDIM gençligimde.
Sisli hatıralar şuan derin; Silüeti HAYLİ geride.
Bazı mırıldandığım olur TERK edilmiş mazide.
Neşeli, hüzünlü şarkılar KULAĞA hoş geliyor…
Sevdiklerim gelir AKLIMA düşünceler güllenir.
Yâd’ımdaki hâyallerim yıllar sonra HAZ verir.
Canlanmış UYUŞUK beden Ruhum dinlenir.
Mutluluk, saadet SUNAN temiz sayfa açılıyor…
Sürekli eskimiş MÂZİ’DE pişmanlığı hatırlarsın.
Sebebini bilmez lâkin hissederek DUYARSIN.
Artıları, eksileri hesaplar USANMADAN sayarsın.
Keşke’lerim ne de çokmuş BURUŞUK iz bırakıyor…
Şatafatlı konaklar GÖRÜNCE çocukluğumda.
Özenirdim GIPTA ile; sağlam, muhteşem bina.
Sahibi dar’ı bekâ’ya göçmüş şimdi berzah’ta.
Mezar taşı garip kalmış bir FATİHA bekliyor…
Karamsarlık ÇÖKÜYOR böyle bazan apansız.
Uyku uyanıklık arasında Sermed halâ kararsız.
Gam yükünü SIRTLADIM tek başıma ortaksız.
Nice hülya’lar yaşasan NEFSİN gözü doymuyor…