NEMRUT METODU…

NEMRUT METODU… *Sen benim kim olduğumu biliyormusun* ifadesi, inanıyorum ki boşuna, öylesine, laf olsun diye söylenmş bir söz değildir. Farklı, ayrıcalıklı, üstün, ulaşılmaz olduğunun zehabına kapılan KİMLİK arayışı içindeki ifade sahipleri, toplum nezdinde büyük, itibârlı, saygın ve muteber olduğunu bildirmek için isbat edemeyeceği ÖTEKİ’LİK yoktur. Her zaman kibirli, mütemadiyen gurur timsâli, günün her saatinde büyüklük beklentisi içinde, hâl, davranış, konumu ve ağzından çıkan edebi olmayan sözleriyle yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmez  tavırlarının esiri, daima GÖZ ÖNÜNDE olmaya alışmış kendi şahsına münhasır dediğimiz psikolojik bir vaka’dır, *İSTİKBÂR ehli… TEKEBBÜR illetine tutulan kişinin gözünü hiç bir madde doyurmaz. Büyüklük illetini içine sindirmiş zatı hiç bir makam, mevkii, şeref, onur, haysiyet, itibâr, saygınlık, hürmet gösterisini yeterli bulmaz, kâfi görmez. Bu kişinin GÖZÜ AÇ, Bu şahsın GÖNLÜ AÇ, Bu zatın bütün duyguları, aza’ları AÇ’LIĞIN zirve noktasındadır… Hani 2021. Türkiyesinde; yalancı’nın Evi, kapı önünde sayısız arabası, her türlü imkanları olduğu hâlde kanaatsızca *BU MİLLET AÇ… AÇ… AÇ…diye feryadı gibi…

   

2.  NEMRUT METODU… İnanıyorum ki; yeryüzünde hiç bir mesleğin BASİT olanı yoktur. Tabiidir ki bazı meslekler diğerinden daha sayğın konumda olabilir. Mesela TIP Doktorları canlılar üzerindeki çalışmalarından dolayı diğerlerinden daha ÖN PLANDA zikredilebilirler. Burada Eğitimci, Asker, Hukuk insanı, Mimar, Mühendis, Ticaret’le uğraşan… ya da Çoban…her kim olursa olsun evine nafakasını getiren şahsın, *İŞİNİN EHLİ* olması, işini en güzel şekilde yapması, MIŞ gibi değil’de O İŞ DALINA tamamıyla HAKİM olması aranılan husustur. Eğer O KİŞİ’DE iş ahlâkı yoksa, *BEN BU İŞİ YAPACAK ADAMMIYDIM* pişmanlık yakınmasıyla hareket etmeye başlarsa İSTİKBÂR, TEKEBBÜR, BÜYÜKLÜK hastalığı başlamış demektir. Adam Berber iken, niye ben BAKAN kadar kazanamıyorum der. Market sahibi, neden benim Alış veriş merkezlerim yok der. Gazeteci, neden Cumhurbaşkanı aylığını kafasına takar…İnsanlar mesleğini, işini, kariyerini değil ŞAHSİYETİNİ pazara çıkardımı; *KİM DAHA BÜYÜK* yarışı gündeme girer. Bu ülkede bilen bilmeyen; Siyasetçi, Doktor, Bakan, Cumhurbaşkanı… olursa TRAFİK’TE, MESLEĞİMİZDE, İNSANLIĞIMIZDA karmaşa yaşanacaktır… *Sen benim kim olduğumu biliyormusun* dediğimizde ise; Cümlemiz Nemrutlaşırız…

 

3.  NEMRUT METODU… Kibir, büyüklenme ve insanları kendi konumundan küçük görme hastalığı tarihi bir İLLET’TİR diyebiliriz. Büyüklük, gurur ve böbürlenme rahatsızlığı, akla her ne gelirse gelsin yetersiz, kifayetsiz ve küçük görülen her ne varsa basite alma olayı müstekbir şahsın her zamanki psikolojik hâlidir diyebiliriz. Tabir caiz ise burnundan kıl aldırmayan KİBİR hastalığı tavan yapmış, Yanına yaklaşılmaz bir GURUR illetine tutulmuş, yanındaki yalaka karakterli insanların şişirdiği bulutlar üzerindeki böbürlenme zilleti, hiç bir insani haslet ve fazileti olmamasına rağmen maddi, makam ve mevkii gibi toplumun ZORAKİ kabulünü bir şekilde ele geçirmiş büyüklük budalaları önce insanları, daha sonra inanılan kutsal değerleri, nihayetinde de Allahın hakimiyetini dahi reddetme İSYANI ile başbaşa kalmaktadır… Rabbimiz Furkan Suresi ayet. 21. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Bizimle karşılaşmayı – bir gün huzurumuza geleceklerini – ummayanlar: Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik, dediler. Andolsun ki onlar kendileri hakkında KİBİRE KAPILMIŞLAR ve azgınlıkta pek İLERİ gitmişlerdir…***

 

4.  NEMRUT METODU Bazı duygular vardır ki;  Oduygu ve hisleri anlamakta ZORLUK çekeriz. Bu dygu ve düşünceye kapılanların çoğunluğu aslında hiç biri aslında büyük değillerdir. Eline geçen FIRSATI zamanında ve yerinde kullanma becerisini yeteneğiyle birleştirmiş, maddi olgularında yardımıyla STATÜ olarak sosyal planda birdenbire ÖN plana fırlamış bu kişiler, Büyüklük kuruntusu içine düşünce kerameti kendinden menkul konumuna inanır hâle gelirler. Aslında bu tür şahsiyetler kişilik bozukluğu rahatsızlıklarını anında ifade ederler. Örneğin daha DÜN ağabey, hocam, başkanım, liderim dediği kişi ile statüsü değişince ÇOCUK muamelesi yapmaya başlar, emirler yağdırır, Elindeki GÜÇ, Kudret ve dünyalıklarla her şeyin SAHİBİ olduğuna inanır ve yaşantısını öylece sürdürmeye bakar. Emir ve talimatlarına karşı en küçük bir itiraza bile tahammül edemez, Arzu ve isteklerini gerçekleştirme yolunda zorbalığı ve zulmü dahi işlemekten çekinmezler… Firavunluk damarları kabarır…Rabbimiz Kasas Suresi ayet.39.da mealen şöyle buyurmaktadır:*** O ve askerleri, yeryüzünde HAKSIZ YERE büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar…*** Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.