Münafık mana itibariyle: Allahın varlıgına ve birligine Hz. Muhammedin (sav) Peygamberligine kalbi ile inanmadıgı halde, dili ile inandıgını söyleyen kimselere MÜNAFIK denir. Münafıklar içinden gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından müslüman görünen kimse. Türkçeye de hiç degişiklige ugramadan asıl lafzıyla giren Münafık devamlı menfaatı icabı kendisini Müslümanmış gibi göstererek Allaha, Onun Peygamberine ve müminlere düşmanlıgını gizleyen kiselerdir Münafıklar…
Kuranı Kerimde özelliklerini tanıtıp haber verdigi münafıklar için Yüce Allah, Peygamber efendimizi şöyle uyarmıştır. *** O Münafıkların dış görünüşlerine aldanma. Onların liderlerini gördügün zaman, yakışıklıdır, gövdeleri hoşuna gider. Konuşurlarsa güzel konuşurlar, dinlersin. İşte onlar sıra sıra dizili kereste gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhine sanırlar. Münafıkun suresi.ayet.1-4. ***
Kuranı Kerim insanları itikadi olarak üç sınıfta mütala eder.
1.) Mümin: Allahın varlıgına ve birligine Hz Muhammedin (sav) onun Peygamberi olduguna kalbi ile inanan ve bu inancını dili ile ifade edn kimseye MÜMİN denir.
2.) Münafık: Allahın varlıgına ve birligine Hz. Muhammedin (sav) Peygamberligine kalbi ile inanmadıgı halde, dili ile inandıgını söyleyen kimselere MÜNAFIK denir.
3.) Allahın varlıgına ve birligine Hz.Muhammedin Peygamberligine kalbi ile inanmayan ve inanmadıgını dili ile de söyleyen kimselere KAFİR denir.
Tariflerde de görüldügü gibi Mümin-yani inanan kimsenin durumu bellidir. Kafirin durumu da aşikardır. Ama Münafıgın durumu ise bilinememektedir. Dolayısıyla insanların en kötüsü ve iki yüzlü olanı diye de tarif edilen Münafıklar İslam toplumu için fitne ve fesadın merkezidirler.
Kuranı Kerimde Münafıklar hakkında çok ayeti kerime vardır.Bu ayetlerin ışıgında Münafıkların karakter yapısına bir bakalım. İman ile Küfür arasında bocalayan Münafıklar, bazan Allahı hatırlar gibi davranırlar. Fakat haşa Allaha oyun etmeye çalışırlar. Ve gösterişte bulunurlar. Namaza da üşene üşene kalkarlar. Nisa suresi.ayet.142.143)
İnsanları Allahın yolundan döndürmek için yalan yere yemin ederler.(mücadele suresi.ayet14.Münafıkun suresi.ayet.62.)
Münafıkların kalbi verimsiz toprak gibidir.(araf.s.a.58.)
Münafıklar menfaatlerine göre şekilden şekile girerler, dönektirler.(Ankebut.s.10-14. Nisa s.141.)
Allaha kötü zanda bulunan erkek ve Kadın Münafıklar, birbirlerinin tamamlayıcı parçası olup, insanları kötülüge çagırır, iyilikten vazgeçirmeye çalışırlar. Münafıklar ebedi cehennemliktirler. Kötü sözlerin Müslümanlar arasında yayılmasını isterler. Kötülük yapınca sevinirler. Yapmadıkları şeylerle ögünmekten hoşlanırlar. Kuranı kerim ayetleriyla alay ederler. Cihada çıkacaklarını yemin ile ifade ettikleri halde iş fiiliyata dökülünce darmadagın olur, kaçarlar. Münafıklar düşman korkusundan ölüm baygınlıgı geçirirler. Müminler zafer kazanınca , başarıya ortak olmak , ganimetten faydalanmak için ‘sizin ile biraber degilmiydik derler. Kafirler galip gelincede size müminlerden gelecel zarar ve ziyanı biz önlemedikmi derler. Savaş ta çok şehit düşen olursa Allah lütfetti iyiki savaşa katılmadım diyen münafıklar, eger ganimet bölüşülecekse Ah keşke bende şu ganimete erseydim diye hayıflanırlar. (fetih,tevbe,nur,ali imran,nisa,münafıkun ve araf surelerine bakılabilir.)
Kuranı Kerimde özelliklerini tanıtıp haber verdigi münafıklar için Allah (cc) Peygamber efendimizi Münafıkun ve Nisa sureleriyle uyarmıştır. Münafıklar İslam toplumu içerisinde bulunmalarında dolayı elde ettikleri menfaatların, ahiret hayatında da devamını isteyeceklerini , fakat bunun mümkün olmayacagını Kuranı Kerim şöyle haber verir: *** Ahirette münafık erkek ve kadınlar iman etmiş olanlara ‘’bizi bekleyin , nurunuzdan bir parça ışık alalım’’ diyecekler. O gün onlara ; alayla dönün arkanızda bir NUR arayın denilecekte, netice de İman edenlerle aralarında bir duvar oldugunu görecekler. O zaman münafıklar, Müminlere şöyle seslenirler: ‘’’ Biz sizinle beraber degilmiydik ?’’ ‘’ Evet diyecekler ; Fakat kendinizi siz kendiniz yaktınız, kuruntunuz sizi aldattı.’’(El Hadid suresi. Ayet. 13-15.)
Böylece münafıklar ve kafirler Cehennemde bir araya gelmiş olacaklardır.
Medine döneminde , yahudilerle dostluk kuran münafıklarla müminlerin dost olmamaları hatırlatılmakta (El Maide .s.51) ve Hz. Peygambere asıl düşmanın münafıklar oldugu , onlarla savaş yapması , hatta sert davranması vahiy yoluyla bildirilmektedir. Peygamber efendimizin de (sav) münafıklara karşı gayet ihtiyatlı, temkinli bir siyaset uyguladıgı , gayri müslimlere yapılan muameleye tabii tutmadıgı ; bilakis onları İslam toplumu içerisinden ayırmayıp , üzerinde kurdugu kuvvetli bir otorite ile tesirsiz hale getirdigi müşahede edilmektedir.
Birde sınıflandırma olarak AMELİ NİFAK tan söz edilmektedir. Bazı tutum ve davranışlarıyla itikadi nifaka kısmi bir benzeyiş içerisinde olmakla beraber , inançlarında açık bir münafıklıgın söz konusu olmadıgı kişilerin durumu dur böylesş nifak…Tirmizi de rivayet edilen Hadisi şerif buna örnek gösterilebilir mealen Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: ** Münafıgın alameti üç tür: Konuştugu zaman yalan söyler, söz verir sözünde durmaz (vadettiginde vadinden döner) Kendisine bir şey emanet edildiginde mEmanete hıyanet eder. **
İslam toplumu içerisinde münafıklık , Medine döneminde ortaya çıkmıştır. Bunun sebebi gayet açıktır; Mekke döneminde Müslümanlar azınlıkta olan ve sürekli ezilen bir topluluk oldugu için, kimsenin onlardan çekinmesi veya onlara hoş görünmeye çalışması diye bir şey söz konusu degildir. Bunun için , İslam düşmanları gizlice düşmanların aleyhine çaluşıp , yüzlerine karşı gösteriş yaparak kendilerini müslüman göstermek ihtiyacında degillerdi. Medinede ise durum tamamen degişikti. İslam Medinede güçlü bir konuma gelmişti.
Peygamber efendimiz (sav) medineye gelir gelmez, medine şehir devletinin tabii Başkanı kabul edilmiş ve bütün işler onun emirlerine göre düzenlenmeye başlanmıştı. Müslümanlar, gün geçtikçe kuvvetlenen Siyasi ve Askeri bir güç olmuştu. İslam devleti yapılan gazalarla her gün biraz daha genişliyordu. Ve müslümanlar sürekli güçleniyorlardı. Bu durumda Medinede hiç kimsenin açıkça Müslümanların karşısına çıkacak gücü yoktu. Putperestlik duyguları içerisinde kıvrananlar, Kalplerinde kin ve nefret ateşiyle tutuşanlar ortaya çıktıkları anda imha edileceklerini bildikleri için, Peygamber efendimizin (sav) davetine ve nüfuzuna karşı çıkamıyorlardı. Hz. Peygambere (sav) hoş görünüp , dinin icaplarını zahiren yerine getirerek , müslümanlarla yardımlaşmaktan başka çareleri de yoktu.
Bunun için oyunlarını, hilelerini, desiselerini aldatıcı bir üslupla yürütüyorlar, tuzaklarını kurmak için , uygun bir fırsat gözetliyorlardı. Bu münafıklar, müslümanların sıkışık oldukları durumlarda , kritik anlarda, hemen harekete geçerek çıkan fırsatları degerlendirmeye çalışıyorlardı. Münafıklar çok etkili olabileceklerini kestirdikleri bazı durumlarda küfür ve nifaklarını aleni olarak açıga vurmaktan çekinmiyor, hile ve oyunlarıyla isteklerini gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. Bu oyunları, hileleri medineye Hicretin ilk yıllarında çok tehlikeli bir durum arz etmekte idi.
İslam ile küfür arasındaki mücadele kıyamete kadar devam edecektir Kafirlerin, Müslümanları yok etmek, Dini yeryüzünden kaldırmak için verdikleri mücadelenin yöntemlerinden biriside Nifaktır, MÜNAFIKLIKTIR. İslam itikadını içten yıkıp, İslam ÜMMETİNİ birbirine düşürüp parçalamak için , müslümanların arasına satın aldıkları satılmış uşakları vasıtasıyla girerek faaliyetlerini göstermektedirler. Günümüzde de Nifak olayları ASRI SAADET ten hiç te geri degildir. Nice insanlar vardırki alim kılıgına girerek , İslamı teblig ediyor-anlatıyor görüntüsü altında dinin temellerini yıkmaya çalıştıkları bilinmektedir. Ama Müslümanlar da her zaman uyanık olmak zorundadırlar.
İnanıyoruzki Allahın rahmeti çok geniştir .İnsanların, allahın rahmetinden bir esinti almaları, hidayete ermeleri her zaman mümkündür Allahın izniyle. Ama önce iman edip, sonra küfre dönerek Müslümanları kandırmaya çalışanların kurtuluş ümitleri hiç yoktur diye inanıyoruz.
Bizler her zaman uyanık halde bulunacagız. Allah korusun Nifaka, Münafıklıga düşmemek için elimizden gelen gayretleri gösterecegiz. Çünkü bizler nefsimizden emin olamayız. Eger Mal, mülk,makam ve çocuklarımızın, bizlere veriliş hikmetlerini düşünmezsek Allah korusun Münafıklık tehlikesi her zaman kapımızı çalabilir.
Münafıklar ASRI SAADET döneminde , kendileri için Allah teala dan af dilesin diye Rasulullaha (sav) götürülmek istenmiş , Münafıklar bunu hafife almışlar büyüklenerek yüz çevirmişlerdir. İşte Münafıkların durumu o kadar korkunçturki; Alemlere Rahmet olarak gönderilen ve duası her halukarda kabul edilen birPeygamberin bile , af dilemesinin onlar için faydasız olacagı bildiriliyor; Münafikun suresi.ayet .6.da meaen şöyle buyuruluyor: *** Sen onlar için af dilesen de dilemesen de Allah onları bagışlamayacaktır. Şüphesizki Allah , dogru yoldan çıkanları hidayete erdirmez.***
Bizler ulaşan rivayette : Münafıkların başı Abdullah ibni Ubeyy b.Selül ün ölümünde oglunun ısrarı neticesi Peygamber efendimiz cenaze Namazını kıldırmıştır. Fakat sonra Kuranı kerimde ihtar gelince Onların namazlarına durma mealinde bir daha Peygamber efendimiz Münafıkların Namazını kıldırmamıştır. O hadisede bir incelik vardır. O konuyu Hadis kitaplarında şu şekilde izahını görüyoruz:
Buhari ve Muslim in İbni Ömer den (ra) rivayetleri mealen şöyledir. ** Abdullah bin Übeyy öldügü zaman oglu (Abdullah) Peygamber in(sav) yanına gelerek: Ya Rasulallah. Gömlegini bana ver. Babamı onunla kefenleyeyim. Onun üzerine Namaz kıl ve ona istigfar et . Diye rica da bulundu. Peygamber (sav) gömlegini verdi ve: (Cenaze hazırlanınca) bana haber ver. Üzerinde Namaz kılayım buyurdu. Abdullah (ra) Efendimize haber verdi. Efendimiz cenaze Namazını kılmak üzere iken Ömer (ra) Efendimizin arkasından ridasını-gömlegini çekti ve: Ya Rasulallah . Allah sizi Münafıklar üzerinde Namaz kılmaktan men etmedimi ? dedi.
Resuli Ekrem (sav) ‘’ Ben istgfar etmekte ve etmemekte muhayyer kılındım. Allah teala : bu münafıklara sen ister istigfar et , ister istigfar etme (farketmez) Bunlar için yetmiş defa idtigfar etsen Allah asla onları Magfiret etmeyecektir. ‘’ buyurmuştur. Diye cevap verdi. Ve Resuli Ekrem (sav) Abdullah İbni Ubeyy in cenaze Namazını kıldı. Bunun üzerine : *** Bu münafıklardan ölenlerin hiç birinin üzerine Namaz kılma…Tevbe suresi ayet.84.*** ayeti nazil oldu.
İbni Mace de ki Hadisi şerif mealen şöyle: Cabir (ra) Rivayet ediyor. ** Medine deki Münafıkların reisi (Abdullah bin Ubeyy) öldü ve Peygamber in(sav) kendi gömlegini ona kefen yapmasını vasiyet etti. Bunun üzerine Peygamber (sav) Onun cenaze Namazını kıldı. Kendi gömlegiyle onu kefenledi ve kabri başında durdu. Bunun üzerine Allahu teala: *** Münafıklardan ölen hiç birisinin üzerinde Namaz kılma. Mezarı başında da durma…Tevbe suresi.ayet .84.*** Ayetini indirdi.
Peygamber efendimiz Sahabenin de karşı çıkmasına ragmen Münafıkların lideri Abdullah ibni Ubeyy b. Selul ün cenazesini kıldırmıştır. Bu cenaze namazından sonra ölenin çok kalabalık olan kavminin hepsi İslam dinini kabul etmiştir. Peygamber efendimiz (sav) İbni Ubeyyin Münafık oldugunu , Yani zahiren Müslüman görünmekle beraber kalben Kafir oldugunu bilmekle beraber gömlegini vermiştir. Çünkü İslamın hükümleri dış görünüşe göre icra edilir.
Bir de İbni Ubeyyin oglu, Samimi bir Müslüman idi. Peygamber efendimiz (sav) Onun dilegini yerine getirmekle ona ikramda bulunmak istemiştir. Ölen münafık, Kavminin reisi oldugu için kavminden bir çok kimse hakiki müslüman durumunda idi. Bu kavmin arasında bir kargaşalıgın çıkmamas da önemli idi. Münafık adama Peygamber efendimizin (sav) gömleginin bir yarar saglıyamıyacagı bilinmekle beraber ifade edilen nedenlerle Peygamber efendimiz gömlegini vermiştir. Olay kısaca bundan ibarettir. Gelişen hadiseler Müslümanların yararına gelişmiştir. Zaten Cenaze namazı Dua dır. Kabul edecek yada, kabul etmeyecek olan da Allah tır. (cc) O kalplerden geçenleri de bilir. Kimse Haşa Yaratıcıyı aldatamaz.
Günümüze gelecek olursak Bizler hiç kimseye Münafık diyemeyiz. Çünkü münafık asıl itikadını , inancını saklayan kişidir. Bizler ancak zahir olanı-açıkta olanı biliriz. Ve Kişi, bile bile Allahı inkar etmedikçe; Cenaze Namazlarını kılarız. O Duaya layıksa gidecegi yer inşaallah iyi yerdir. Yok O Duaya lâyık degilse biz ne kadar uzun ve güzel Dua yaparsak yapalım kabul görmeyecegi aşikardır,açıktır.
Kısaca öldükten sonrasına karışamayız da Allah (cc) Yaşarken Münafıkların, Nifak ehlinin şerrinden bizleri, bütün Ümmeti Muhammedi korusun diye ancak dua ederiz..
Allah’ım. Bizi salih amel işlemeye muktedir kıl. Bizi ihlâsa ve istikamete muvaffak eyle. Bizi haram kazançtan, haram amelden, haram davranıştan, haram mal sevgisinden koru. Bize helâl kazanç ver. Sâlih amel nasip et. Davranışlarımızda Senin koyduğun sınırı aşmamayı bize kolaylaştır. Salih amellerimizi kabul buyur. Hatâlarımızı affet. Günahlarımızı bağışla. Bizleri şirkten, küfürden, Nifaktan, münafıklık tan ve onların şerlerinden muhafaza eyle Allahım. Sen her şeye kadirsin… Amin…
Sermed Kadir… .20.12.2004