Hayat rehberimiz Kuranı Kerimde Furkan suresi.ayet.74.de mealen şöyle buyuruluyor: *** Ey Rabbimiz bize zevcelerimizden ne Nesillerimizden gözlerimizin nuru Müminler olacak iyi kimseler ihsan et ve bizi TAKVA sahiplerine önder yap…***
İmam Malikin (Rh.a) Muvatta sında rivayet edildigine göre Muhammed oglu Kasım, Abdullah oglu Salim ve Yesar oglu Süleyman Bakire-evlenmemiş kız hakkında şöyle derlerdi: * Onu müsaadesini almadan Babası evlendirir. Bu da onun için baglayıcı olur. Eger kızı Babasından başka velisi evlendirir, Kız da istemez se NİKAHI bozar…Muvatta.cilt.3.sayfa.19.20. *
Buharide geçen bir rivayette, Hz. Ömer (ra) sordu: Ya Rasulallah dünyadan ne alalım * Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: ** Zikir eden dil, şükreden kâlp, ve saliha kadın…** Bir başka Hadisi şerifte mealen şöyle buyurdu: ** İslami ölçülere uyarak evlenen kimse DİNİNİN YARISINI tamamlamış olur. Diger yarısı için de Allahtan korkmalı…**
İslam hukukunun Evlilik öncesine verdigi önem, Evliligin saglam temeller ve prensipler üzerine bina edilmesini amaçlamış olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak böyle kurulan bir EVLİLİKten beklenenhayırların gerçekleşmesi mümkün olacaktır. Bu hayırlar evliligin devamı ve kalıcılıgı, Ailenin mutlulugu, İstikrar, Ailevi çözülmeyi engelleme, Bu kutsal bagı kavga ve çekişmelerden koruma gibi hususlardır.
Çocukların sevgi ve huzur içerisinde büyümeleri, Eşlerin birbirlerinde sükuneti ve iç rahatlıgını bulmaları ancak böyle gerçekleşir. Rum suresi ayet.21.de bu hususta mealen şöyle buyurulmaktadır: *** Size nefislerinizden, kendilerine ısınmanız için eşler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve merhamet yapılması da onun ayetlerindendir. Şüphe yok ki bunda, düşünen bir kavim için elbette ibretler vardır…***
NİŞAN: Nişan evlilik olmayıp yalnızca evlilik vaadidir deriz kısaca… Bu vaad yani evlilik vaadi akit olmayıp, kadın- erkek arasındaki mahremiyeti kaldırmaz. Şeran yani dini baglamda mahremiyeti kaldıran husus yalnızca NİKAH akdi- Nikahın kıyılmış olmasıdır. NİŞAN: Belirlenmiş bir kadınla evlenme istegini açıklayarak bunu kadına ve ya ailesine bildirmektir. Nişanin Fıkıhtaki adı- HITBE dir…
Bu bildirme dogrudan dogruya evlenmek isteyen kişi tarafından yapılabilecegi gibi, bu kişinin ailesi tarafından da yapılabilir. Kızın- kadının veya ailesinin kabul etmesi halinde Nişanlanmış olurlar.
Nişan da; Evlilik öncesi yapılan diger işler gibi evlenmeyi arzu eden kişilerin birbirlerini tanımalarına imkan saglar.Her iki tarafa da âhlak, mizaç ve egilimleri inceleme fırsatı verir. Elbette bu hareketler İslami ölçüler çerçevesinde yapılır. Karşılıklı anlayış ve uyum hissedilir ve iki tarafta birbirleriyle güven, huzur, mutluluk ve sevgi içerisinde yaşayabilecekleri kanaati belirirse evlilige ilk adım atılır. (İslam fıkhı.Vehbe Zuhayli.)
Evlenmek isteyen kimsenin * Falanla evlenmek istiyorum * şeklinde arzusunu açıkça belirtmesiyle olabilecegi gibi, evlenmek isteyen kişiyle üstü kapalı ve ima yoluyla konuşarakta olabilir. Kıza ve ya kadına * Seninle evlenilir, şanslı olan seninle mesud olur ya da senin gibi uygun bir kız arıyorum * gibi sözlerin söylenmesi bu vevi imalı sözlerdendir.
Nişan; Evlilik olmayıp yalnızca evlilik vaadidir. Evlilik bilindigi şekliyle Nikah kıyılmadıgı müddetçe gerçekleşmiş ve tamamlanmış olmaz. Ve bu halleriyle tarafların birbirlerine karşı haramlıgı devam eder. Erkegin , Nişanlısının el ve yüzünden başka yerlerine bakması caiz degildir denilmiştir.
Başkasının NİŞANLISI oldugu bilindigi halde ( DÜNÜR ÜSTÜNE DÜNÜR ) Bir kadına evlenme teklif etmek haramdır.Kız tarafı NİŞANA muvafakat göstermiş- olur demiş kabul etmişse ve ilk nişanlı yaptıkları nişanı bozmamışsa ikinci yapılan ya da yapılacak olan nişan haram olur. Bu hususta İslam Alimleri icmaa-söz birligi etmişlerdir.
Peygamber efendimiz (sav) Bir Hadisi Şerifte mealen şöyle buyurmaktadır: ** Hiç biriniz Müslüman kardeşinin evlilik teklif ettigi kadına evlilik teklif etmez.( Bu rivayet Ebu Hureyre den (ra) gelmektedir ve Muvatta da kayıtlıdır.**
Yine Abdullah bin Ömer den(ra) bir Hadisi Şerifte: ** Hiç biriniz Müslüman kardeşinin evlilik teklif ettigi kadını istemez…** buyurulmaktadır.
Bu hadisin izahında Muvatta da şöyle denilmektedir: * Bir adam bir kadına evlenme teklif eder, o da o na meyleder, Belirli bir MEHİR üzerinde anlaşırlar ve karşılıklı rıza gösterirler, artık kadın kendisini ona baglar, İşte Peygamberimiz (sav) o zaman bu kadına başka bir adamın evlenme teklif etmesini yasaklamıştır…
İslam âdabı düşünme, görüşme ve istişare dönemi bir neticeye baglanana kadar beklemeyi gerektirir. Bu sabırlı tutum ise, İnsanlar arasındaki sevgi ve dostluk baglarını korur. Kin ve düşmanlık tohumlşarının ekilmesine fırst vermez.
Bir rivayette; Fatıma binti Kays’ı kocası Ebu Amr bin Hafs bin el Mugire boşadıktan ve iddet müddeti tamamlandıktan sonra üç kişi istemiştir. Bunlar Muaviye,Ebu cehm bin Huzafe ve usame bin Zeyd idi. Fatıma, Peygamber efebdimize (sav) gidip bu durumu haber vermiştir. Peygamber efendimiz (sav) ise şöyle buyurmuştur: ** Ebu cehm sopasını omuzundan indirmez. Muaviyenin malı yoktur. Usame bin Zeyd ile evlen…** Bu Hadis geregince kararını vermeden önce bir kadını ve ya kızı bir çok kişi isteyebilir. Ancak burada en önemlisi İslam âdabına önemle riayet edilmelidir.
Nişanlanılacak kızda bulunması gereken özellikler hususunda da birazcık duralım. İslam dini evliligin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçimi yapılmasını esas alır. Aile Yuvasının huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güven saglayacak saglam bir temel üzerine bina edilmesi gerekmektedir. Bu temellerin başında ise DİN ve ÂHLAK gelir.
Denilmiştirki; Dindarlık yaşlandıkça daha da artar. Ahlak zaman ve tecrübe lerle birlikte daha da olgunlaşır. Oysa zenginlik, güzellik ve soy sop gibi insanların çogunun peşinde koştugu şeyler geçici olup EVLİLİK bagının devamını saglamaz. Üstelik bu özellikler peşinden kibirlenmeyi, övünmeyi ve ilgi çekmeyi beraberinde getirir.
İşte bu yüzden Peygamber efendimiz bir Hadisi Şerifte: ** Kadın dört şey için NİKAH edilir; Malı, soyu, güzelligi ve dini; Sen DİNDAR olanını seç ki elin bereket bulsun. ** buyurmuştur. Zira erkekler evlenecekleri zaman genelde bu dört hususu gündemde bulundurmuşlardır. Bin dört yüz sene önce geçerli olan hususlar bu günde aynı şekliyle geçerliligini korumaktadır…
Altı degerli Hadis kitaplarımızdan (Kütübi sitte), İbni Mace terceme ve şerhinde geçtigine göre: İmam Nevevi (Rh.a) şöyle demiştir: * Hadisin dogru ve SAHİH manası şudur. Halk genellikle evlenme işinde bu dört hasleti dikkate alırlar. Bunlardan DİNDARLIK hasleti en son plana alınır. En dogru yolu ögrenmek isteyen MÜ’MİN sen dindarlıgı ön plana al… ve halkın adedine bakma Peygamberin (sav) maksadı, kadını, malı ve soyu yahut güzelligi için almayı emretmek degildir…*
Şu hususu da zikretmeliyiz ki; Erkek dindar kadını elde etmekle mükellef-sorumlu oldugu gibi, kadın- kız da DİNDAR erkegi tercih etmekle yükümlüdür aslında…Keza kadının ve ya kızın velisi durumundaki yakınları da bu durumu gözetmelidirler.
Huysuz ve dini yönleri zayıf olan erkege kızlarını vermemelidirler. Çünkü Evlilik müessesesi kolay kolay kopmayan bir bagdır. Bir kurulu ocagı yıkmak zor bir iştir. Kızını fasık, huysuz ve dini vecibelerini yerine getirmeyen bir erkege veren bir baba kızı hakkında kötülük, hatta cinayet işlemiş sayılır…
Rivayet edilirki; Bir adam Hasanı Basriye (Rh.a) müracaat ederek: Bir çok kimse benim kızımı istiyorlar, kime vereyim ? diye sormuş. O büyük İslam alimide: * Allahtan korkan bir adamaver. Çünkü eger senin kızını severse ona iyilik eder. Ondan nefret duyarsa da ona zulüm etmez.* diye cevap vermiştir.
Abdullah bin Amr bin el As dan (ra) Rivayet edilen bir Hadisi şerifte Peygamber efendimiz mealen buyurmuşturki: ** Kadınları sırf güzellikleri için nikahlamayınız. Çünkü onların güzelliginin – böbürlenmek ve kibirlenmek yüzünden- onları tehlikeye atmaları umulur Sırf malları için de onları nikahlamayınız. Çünkü malların onları azdırması ve günahlar ile şerlere sokması umulur. Lakin dindarlıkları için onları nikahlayınız. Şüphesiz burnunun bir kısmı kesik, kulagı delik ve teni siyah dindar bir cariye – dindar olmayanhür bir kadından nikahlanmak bakımından daha efdaldır-iyidir…**
İbni Mace de geçen bir Hadiste mealen şöyle: Hz. Peygambere (sav) hangi kadın daha hayırlıdır ? diye sordular. Peygamberimiz: ** Kocasının kendisine baktıgında hoş görünen , emrettiginde itaat eden, malında ve özel yaşantısında onun sevmedigi şeyleri yapmayan…***
Yine İbni Mace de geçen Cabir bin Abdullah dan (ra) rivayet edilen Hadisi şerifte şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hayatta iken bir kadınla evlendim. Sonra Rasulullaha (sav) rastladım. Buyurdularki; Evlendinmi ya Cabir ? Ben, evet evlendim diye cevap verdim. Buyurdu ki; Bakire kızmı yoksa dul kadınmı aldın ? Ben, Dul kadın aldım diye cevap verdim. Buyurduki; Niçin birbirinizle oynaşacagınız bir kızla evlenmedin ? Ben, Kardeşlerim arasına bir genç kızın girmesinden korktum. Dedim. Buyurduki: ** Gayen bu olunca dul –kadın- alman daha iyidir…**
Bu Hadisin fıkhi yönünü araştıran El Menhel, Tekmilesinde şöyle diyor:
1.) Erkegin ailesi ile oynaşması, şakalaşması ve gülüşmesi meşrudur.
2.) Büyük zatlar arkadaşlarının işlerini ve hallerini sormalı ve onlara en dogru yolu göstermelidirler.
3.) Hadis Cabir in (ra) üstün faziletine delalet eder. Çünkü bakmakla yükümlü oldugunu kabullendigi kız kardeşlerinin maslahat ve yararlarını, şahsi lezzetine ve yararına tercih etmiştir…
4.) Kadın kendi rızası ile kocasının ve evladı ile kardeşleri gibi yakınının hizmetini yapabilir. Kadınlar kendi rızası dışında bu nevi hizmetler yapmaya zorlanamaz.
5.) Bakire kızlarla evlenmek daha faziletlidir. Kızların genç yaşlarda olanları tercih edilmelidir.
Kadında ya da evlenecek kızda aranılacak hasletleri- güzellikleri kısaca şöyle sıralayalım.
A.) Dindarlık ve kanaatkarlık la tanınan bir ailede yetişmiş olması.Zira bu durum onun dindarlık ve kanaatkarlıgına bir delil teşkil eder…
B.) Soyunun köklü ve iyi bir aileye dayanması. Çocugun asaletli olması için bu hususa da dikkat edilmelidir. Soysuzlardan sakınılmalıdır. Bu konuda denilmiştirki; Babası bilinmeyen kızlarla, zidan dogmuş ve zinaya düşmüş kadınlarla evlenmek mekruhtur…
C.) Güzel olması. Çünkü güzel bir kız ya da kkadın kocasının gönlünü daha hoş eder denilmiştir. Gözünü haramlardan daha iyi korur ve sevgiyi kolaylaştırır. Bu yüzden evlenmeden önce evlenilmek istenen kimseye bakmak caizdir.
D.) Yakın akrabadan olmayıp yabancı olması tercih edilmelidir. Çünkü bu takdirde çocukları daha saglıklı ve iyi olur. * Yabancılar daha NECİB-cömert amca kızları daha sabırlı olur .* sözü araplarca meşhurdur. Uzaktan evlenmenin bir sebebi de , boşanma durumunda, VACİP olan SILAYI RAHİMİN yani akrabalık ilişkilerinin kesintiye ugramasına meydan vermeme arzusudur…
E.) Biriyle iffetini koruyacak durumdaysa bir den fazla evlilik yapmaması. Çünkü böyle bir evlilikte harama düşme tehlikesi vardır. Peygamber efendimiz (sav) ** İki hanımı olupta birisine meyleden kimse , kıyamet günü vücudunun yarısı egik olarak gelir…** buyurmuştur.
F.) Yakalanmamış olsa da fuhuş yaptıgı bilinen bir kadınla evlenmek mekruhtur.
Nişanlanılması mübah olan kadınlar da; Tabiiki evlenilmesi şeran mübah olan kadınlarla nişan yapmak mübahtır. Nişanlanacak kimsenin şeran- dinen evlenmesi haram olan kimselerden olmaması lazımdır. Biz Hanefi mezhebinde olanlara göre: İddet beklemekte olan bir kadınla evlenme akdi yapılır ve zifaf vuku bulursa –ilişkiye girerlerse , Allahın haram kıldıgı bir iş yapılmış oldugundan evlilik feshedilir.
Evlenmek istenilen kızı görme konusunda ve bakma Hususuna gelince: Büluga ermiş büyüklerin , mahremi veya nikahlısı olmayan bir kadının avret olarak bilinen azalarına bakması haramdır. Bu kimse Cinsi iktidarı kalmamış aciz bir ihtiyar yahut akli melekeye ve dogruyu yanlışı birbirinden ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kimse olsa da hüküm degişmez onlara da aynen haramdır…
Bakışın şehvetsiz ya da fitneye düşme korkusu olmaksızın olması dahi haramlıgı ortadan kaldırmaz. Kadının avreti ise; Yüzü, elleri ve ayakları -bilege kadar- dışındaki bütün vücududur.
Cenabı Rabbulalemiyn. Nur suresi. Ayet .30.da mealen şöyle buyuruyor: *** Mü’minlere söyle gözlerini- harama bakmaktan- sakınsınlar. Irzlarını korusunlar. Bu onlar için daha temiz ve yararlıdır. ***
Erkegin zaruret ve ihtiyaç halinde ihtiyaç miktarınca mahremi olmayan bir kadına bakması mübahtır. Bunlar Nikah muamelesi, alışveriş, kira, borç alıp verme, şahitlik ,egitim, saglık muayenesi, hasta kadının veya hasta erkegin abdest veya temizlik gibi hizmetleri, bogulma veya yangından kurtarma gibi zaruret halleridir.
İslam dini evlenmek isteyen erkege, talip olacagı kıza bakma ruhsatını-iznini vermiştir. Süneni Tirmizi tercemesinde geçen ve El Mugire bin Şubeden (ra) rivayet edilen Hadiste: El Mugire bir kadına talip oldu ve bunun üzerine Rasulü Ekrem (sav) ona şöyle buyurdu. ** O kadını gör. Çünkü görmek , aranızdaki izdivacın-evliligin başarılı olmasını daha iyi saglar.** Bu konuda: Cabir,Enes, Ebu Humeyd ve Ebu Hureyre den (ra) Hadis rivayet edilmiştir…
İlim adamlarından bazıları bu Hadis hakkında diyorlarki: * Kadının haram olan yerlerine bakmamak şartı ile evlenecegi kadını görmesinde beis yoktur.*
İmam Nevevi (Rh.a) bu konudaki Hadis şerhinde-açıklamasında diyorki: * Hadisler , nikahlanmak istenen kadının yüzüne bakmanın müstehaplıgına delalet ederler. Şafii, Ebu Hanife ve diger kufilerin mezhebi, Malik ve Ahmedin mezhepleri ve Alimlerin cumhurunun mezhebi budur.* diyor …
Evlenecek kişinin her hangi bir sebepden dolayı eger kadına bakma imkanı olmazsa , o Adamın güvendigi bir kadını bu iş için gönderip bilgi toplaması müstehaptır.
İslam alimlerinden İbni Kudame konumuzla alakalı diyorki: * Adam evlenmek istedigi kadına ihtiyaç duyuldugunda mükerrer-defalarca bakabilir. Fakat erkek ile kadın yalnız olarak bir yerde bulunamazlar. Çünkü bir erkekle mahremi olmayan bir kadının halvette-başbaşa durmaları haramdır. Şeri şerif-dini kurallar bakmaktan başka bir şeye cevaz-izin vermemiştir.
Bu itibarla evlenecek olan müstakbel eşlerin yalnız başlarına buluşmaları, görüşmeleri genel yasak hükmünün içerisinde kalır. Aynı zamanda sakıncalı bir durumun dogmasından hiç kimse emin olamaz. Bir erkek yabancı bir kadınla yalnız başlarına duramazlar. Çünkü bu halde onların ÜÇÜNCÜ ARKADAŞI ŞEYTAN OLUR…Manasını ifade eden bir Hadisi şerif te vardır.
İmamı Azam Ebu Hanife: El ve yüzün dışında ayaklara da bakılmasını caiz görmüştür.
Evlilikten önce flört etme, yani birlikte gezip dolaşmak ve halka açık çeşitli yerlere gitmek dinen-şeran yasak –haram kabul edilmiştir. Nişan ; Evlilik olmayıp mücerret evlilik vaadi oldugundan İslam Alimlerinin çogunlugunun görüşüne göre, NİŞANLI ERKEGİN veya NİŞANLI KIZIN nişandan vaz geçmesi caizdir.
Mademki ortada evlenme akdi- Nikah yoktur o halde NİŞANIN devamı için kimse kimseyi zorlayamaz. Her iki taraf ta yükümlülük altında degildir. Ancak önemli bir mesele ve mecburiyet olmaksızın , ikisinden birinin vaadinden caymaması iyi Âhlakın geregidir.
Zira kızın- kadının haysiyetini, onurunu, şerefini, ve evlenecek olanların mahremiyetini gözetmek lazımdır. Nikah akdi olmadıkça, Nişanın bozulmasından dolayı her hangi bir şeri-dini yükümlülük söz konusu olamaz. Nişanın bozulması durumunda , erkek MEHİR olarak kıza bir şey vermişse bu verdigini geri alabilir.
Biz Hanefi Mezhebinde olanlara göre : Nişan hediyeleri hibe-bagış sayılır. Bu yüzden hibe edenin, hibenin zayi olması-kaybolması veya tüketilmesi gibi hibeden geri dönmeyi engelleyici bir durum söz konusu olmadıgı takdirde hibe den dönmesi caizdir. Erkek verdigi hediyelerin durması halinde isterse onları geri alabilir. Yüzügün kaybolması, yenilecek bir şeyin yenmesi, kumaştan elbise yapılması gibi verilen hediyeler kaybolmuş, zayi olmuş, tüketilmiş ya da bir degişime ugramışsaerkek vermiş oldugu hediyelerin bedelini alamaz…
İnanıyorumki; Erkek ve kadın bir Ailenin temel taşlarıdır. Eger onlar saglam olursa Aile saglam olur.Olacak çocukları saglam olur. Mahalle saglam olur. Şehir saglam olur. Devlet saglam olur. Allahım sen her şeyin hayırlısını nasip eyle. Bizleri nefsimizle başbaşa bırakma. Bizi Ailesine, Ana-babasına, akrabalarına, Milletine , Senin Dinine, Peygamberiyin Sünnetine baglı kalanlardan eyle. Sen her şeye kadirsin Allahım. Amin…
Sermed Kadir… ..11.07.1997