NÜBÜVVET…

NÜBÜVVET… İman esaslarımızdan birisi bilindiği gibi PEYGAMBERLERE İman’dır. *NÜBÜVVET*, yani peygamberlik inancı İslam Şeriatının İTİKADİ noktada ALTI gerçeğinden birisidir. NÜBÜVVET inanan insanlar için hem bir örneklik kurumu hem de İLAHİ VAHİY nurunun insanlara ulaşma aracıdır. Ebedi hayat mektebimiz Kur’anı Kerim, bilindiği gibi peygambere NEBİ, RASUL veya MÜRSEL demektedir. Şurası bir hakikat’tir ki; Peygamberlik müessesesine inanılmadan DİN yani İLAHİ EMİR VE YASAKLAR söz konusu olamaz. Çünkü peygamberler, Allahu Teâlâ’nın insanları İRŞAD için gönderdiği birer İLAHİ UYARICI, ELÇİ olarak kendilerine vahyolunan ilâhî hükümleri, emir ve yasakları yalnız TEBLİĞ etmekle kalmazlar; aynı zamanda bu hükümleri kendi nefislerinde AYNEN TATBİK EDER ve günlük hayatımızda fert ve toplum olarak nasıl uyğulayacağımızı gösterirler. Rabbimiz İsra Suresi ayet. 95. te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Şunu söyle: Eğer yeryüzünde yerleşmiş gezip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten, peygamber olarak bir melek gönderirdik…***Rabbim bizleri, Peygamber efendimizi (sav) ÖRNEK VE ÖNDER bilip Sünneti seniyye’ye SIMSIKI sarılanlardan eylesin…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

2.  NÜBÜVVET… Biz Müslümanlar Adem Aleyhiselamdan, Hatemül Enbiya vasfına sahip olan Peygamber Efendimize (sav) kadar gelmiş geçmiş bütün Peygamberlere İmanımızın ESASI olarak inanırız. Bu ortak inanç, İslam Şeriatında İMAN ESASLARI arasında yer alan çok önemli bir rükündür. Çünkü *MELEKLERE* iman edilmeden, *İLAHİ KİTAPLARA* inanmak mümkün olmadığı gibi, bu kitabları insanlara TEBLİĞ etmekle görevli ve sorumlu olan *PEYGAMBERLERE* iman edilmeden de, mukaddes KİTAPLARA iman etmek mümkün değildir. Şurası bir gerçektir ki; *NÜBÜVVET*, insanın yeryüzündeki konumunu, görevlerini, geliş yerini ve varacağı yeri, gücünü ve kapastesini gösterir, öğretir, belletir, eğitir ve hayata hazırlar. Bu durum insanlık için bir MEDRESE gibidir. Hayatın NASIL yaşanacağını insan bu mektep’te öğrenir…Sahihi Buhari’nin zamanımıza ulaştırdığı bir HADİS mealen şöyledir: ** Benden önceki peygamberlerle ben şuna benzeriz: Bir adam göz kamaştırıcı güzel bir BİNA yapmıştır. Ancak duvarların bir köşesinde bir TUĞLA’LIK GEDİK bırakmıştır. insanlar, evin etrafını dolaşıp, evi beğenmiş ve şöyle demişlerdir: „Şu tuğla da şu AÇIK OLAN YERE KONSA çok iyi olur.“ işte ben, O tuğlayım. Peygamberlerin de sonuncusuyum…***
Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Abduhu verasuluhu… Sallu…

 

3.  NÜBÜVVET… İtikadımızın gereği olarak inancımız O’dur ki; Peygamberler, HERKES tarafından TAKİP edilebilecek ÜSTÜN VASIFLI, yüksek ahlâklı, KÂMİL VE ÖRNEK insanlardır. Onlar, her hususta çok güzel birer örnek oldukları için, insanları kolayca etkiler, Mü’minlere ALLAH SEVGİSİ’Nİ, Allahu Teala’ya İMAN ETMEYİ aşılar ve peşlerinden sürükleyerek hayatlarında ESASLI değişiklikler yaparlar. Çünkü nefsi ve aklı ile başbaşa olan insanların ISLAHI ve doğru yola yöneltilmeleri, ancak yine birer insan olan, günahlardan arınmış *MASUM* peygamberlerin önderliğinde başarılabilir. Onun içindir ki, melekler insanlara değil, yalnız peygamberlere ELÇİ olarak gönderilmişlerdir… Peygamberlerde İsmet sıfatı vardır. İSMET: peygamberlerin gizli ve aşikâr her türlü masiyetten, günahtan ve peygamberlik şerefiyle bağdaşmayacak hareketlerden uzak bulunmaları durumudur. Rabbimiz Ahzab Suresi ayet. 29.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Eğer Allahı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır…*** Rabbim bizleri öğrendiği doğruları hayatına TATBİK eden Mü’minlerle haşreylesin…Sallu…

 

4.  NÜBÜVVET… Kardeşlerim, Toplu olarak yaşayan insanlar belli KURALLARA BAĞLI olmazsa, huzur olmaz, HAK ve ADALET yerini bulmaz. İnsan, tutkularının, alışkanlıklarının ESİRİ olarak HADDİ AŞABİLİR, mal ve dünyalığa sahip olmak isteyebilir, diğer insanlara hükmetmek, onları EZMEK, SÖMÜRMEK isteyebilir. BU AŞIRI davranışlar ise insanlar arasında düşmanlığa ve huzursuzluğa sebep olabilir. Bu karışıklığın ÇARESİ ADALETİN yerleştirilmesidir. İşte NEBİ, RASUL, PEYGAMBER BU HUZUR ORTAMINI sağlayan *ÖRNEK* şahsiyetlerdir. İnsanları Allahın izniyle PEYGAMBERLER İRŞAD eder. VAHİY, insanları hayâl olan bir hayata değil, önlerinde CANLI ÖRNEK bulunan EN GÜZEL yaşantıya davet eder. Bu niğmeti ancak âlemlerin Rabbi Allahu Teala sunabilir. Allahu Teala insanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak İLAHİ prensipleri, HALİFE olarak yarattığı insanlar arasından seçtiği peygamberleri aracılığıyla bildirmektedir. PEYGAMBERLER olmasaydı, şüphesiz insanlar doğru yolu bulamazlardı… Rabbimiz Enbiya Suresi ayet. 86. da mealen şöyle buyurmaktadır: ***Onları rahmetimize kabul ettik. ONLAR HAKİKATEN İYİ kimselerdendi…*** Rabbim bizleri, Peygamber efendimizin (sav) ŞEFAATİNE NAİL eylesin…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.