Önce Selam

Muhterm Kardeşlerim…
Rabbimiz Nisa Suresi ayet .86.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Bir selam ile selamlandıgınız vakit siz ondan daha güzeli ile selamı alın veya onun aynıyla karşılayın. Şüphesiz ki Allah her şeyin hesabını hakkıyla arayandır…***

Peygamber Efendimiz (sav) ise Buharide geçen bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** İnsanların Allaha göre en elverişlisi, selama ilk başlayandır…**

İslam dini insanlar arasındaki münasebetleri en mükemmel şekilde tesis etmiş ve bu husustaki vazifeleri gayet açık olarak bizlere sunmuş ve göstermiştir. Toplu halde yaşayan insanların yolda, evde, çarşıda, pazarda, fabrikada ve Camide karşılaştıgı müslümana en güzel hediyesi selam vermektir. Selam alıp vermenin tarihi, insanın yaratılışı kadar eskidir dersek mübalaga etmiş olmayız diye inanıyoruz.

Şükürler olsun hepimiz biliyoruz ki; Müslümanlar arasında, bir dostluk ve iyi niyet işareti olan selâmı vermek sünnet; almak ise farzdır. Gerek âyetlerden ve gerekse hadîslerden anlaşıldığına göre selâmı yaymak, insanlar arasında dostluk, sevgi ve barışın yaygınlaştırılması, müslümanların kalplerinin birbirlerine ısındırılması bakımından son derece önemlidir. O halde, İslâm toplumunda dost ve ahbaplarla, arkadaş, tanıdık kısaca bütün müslümanlarla sevgi, saygı ve samimiyet duygularının geliştirilebilmesi için, karşılıklı olarak selâm verip-almak gereklidir.

İnanıyoruz ki İnsanlar bildiklerini yayınca hayra ulaşırlar. Peygamber efendimiz yine bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** Selamı yayınız, yemek yediriniz, akrabalık vazifelerini devam ettiriniz ve halk uyurken NAMAZ kılınız. Selam ve selamet ile Cennete giresiniz.

Selâm, yalnızca dışarıda, sokakta, iş yerlerinde verilip-alınmaz tabiiki; evde de selâm verilip-alınmalıdır. Peygamber Efendimiz bu konuda da, yanında büyüttüğü Enes (r.a)’e şöyle buyurmuştur:
„Oğlum! Ailenin yanına girdiğinde selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun“ (Tirmizî, İstizân, 20). O halde, kendi evimize geldiğimizde, kendimize ve evdekilere selâm vermemiz gerekiyor… (en-Nûr, 24/61). Akşam yatıp, sabahleyin kalkıldığında da, evde bulunan herkese karşılıklı selâm verip-almak gerekmektedir. Böyle davranmakla, karşılıklı olarak müslümanların birbirlerine sağlık, huzur, barış ve esenlik dilemesi gerçekleşmiş olur. Bir aile ve toplum fertlerinin, birbirlerine bundan daha iyi dilekte bulunmaları düşünülemez.

Selam en hayırlı dualardan bir duadır. Dünya ve Ahirette selamette olmamız için yapılan bir niyazdır bir güzel dilektir, istek ve arzudur. İnsanların güler yüzlü olmaları, kalpleri birbirine baglar, perçinler, kaynaştırır. İki kişi karşılaştıgı zaman en önce selamlaşırlar, sohbet ederler, konuşmaları sona erdiginde ise, yine selam vererek birbirlerinden en güzel surette ayrılırlar.

Ashabı kiram selamlaşmaya çok dikkat eder önem verir ve ehemmiyet gösterirdi. Hatta yolda giderken aralarına bir agaç girse yan yana geldiklerinde selam vermeyi tekrar ederlerdi. Selam küçük, büyük her Müslümana verilmelidir. Az topluluklar kendilerinden çogunlukta olanlara önce selam verirler. Zira Rabbimizin rahmeti cemaat üzerinedir.Yaşça ve ilimce küçük olanlar kendilerinden büyük olanlara önce selam vereceklerdir. Zira büyüklere saygı ve hürmet islami bir kuraldır, vecibedir.

Selâm verirken veya alırken, eğilmek doğru değildir. Selâm verildiği takdirde alamayacak durumda olanlara ise, selam vermek doğru değildir. Meselâ, namaz kılanlara, Kur’an-ı Kerîm okuyanlara, hutbe dinleyenlere, ilimle meşgul olanlara, yemek yiyenlere selam verilmez. Dolayısıyla bu durumda iken verilen selâmı almamanın bir sorumluluğu yoktur.

Gayrı müslimlere selam verilmez. Onlar selam verecek olursa sadece ve aleykum demekle yetinilir. Çünkü onlar böyle bir duaya layık degillerdir. Cuma ve Bayram günlerinde hutbe irad edilirken, hatibe veya cemaata; Hadis rivayet edilen mecliste, okuyan ve dinleyenlere; İlmi bir ders yapıldıgı sırada o mecliste hazır olanlara selam verilmez.

Çünkü, konuşan ve dinleyeni yanıltmak ihtimali vardır. Ezan okunurken ve Kamet getirilirken selam verilmez. Kumar masası başında oyun oynayanlara, hamamda tesettürü terk etmiş kimselere ve ayak yolunda bulunanlara selam verilmez. İnsanların birbirini sevmesi, birbirlerini anlayıp kaynaşması, birbirlerine yakınlaşıp, yaklaşıp konuşmaları iledir.

Selamlaşmak ta bunu saglar.O halde selamlaşalımki birbirimize sevgimiz, saygımız ve muhabbetimiz artsın. Selamete erişilip inşaallah cennete girilebilsin. Esselamu aleykum merahmetullahi ve berekatuhu… Allahın selamı Rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

SERMEDKADİR

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.