Özü Sözü Doğru Olmak

Cenabı Hak, Bakara sûresi ayet .177.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz birr (iyilik) değildir. Asıl birr o (kimsenin iyiliği)dir ki, Allaha, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inandı; Allah rızası için yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan (köle ve esir)lere mal verdi; namazı kıldı, zekâtı verdi. Antlaşma yaptıkları zaman antlaşmalarını yerine getirenler; sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte doğru olanlar onlardır, (Allah’ın azabından) korunanlar da onlardır…*** Kardeşlerim Ebrar: Özü, sözü doğru olanlar. Sâdıklar. İyiler. Ayrıca „birr“ sözcüğünde „şuurlu ve delillere dayalı iyilik etme“ anlamlarını taşıyan kurani terimlerdir. Bu âyet ışığında „Ebrâr“ değerlendiril diginde; onlar, önce sağlam her türlü şâibeden, çekincelerden, şüphelerden, bozuklıklardan uzak bir inanca sahip olup sonra kalplerimize kuran nuru yerleşirse, haliyle taklitten uzak ve bu itikadla birlikte salih amel işleyen kimseler sınıfına dahil oldugumuz gerçegi ile karşı karşıya geliriz. Ümmü seleme Radıyallahu anhanın rivayet ettigi bir hadiste Allah Resûlü (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Kendisine danışılan kimse, güvenilir biri olmalıdır.“(Tirmizî.) Cenabı hak bizleri Emin ve güvenilir olanlar sınıfına dahil eder inşaallah…

2. Peygamber Efendimiz Tirmizinin Vasile Radıyallahu anh dan rivayet ettigi bir hadiste mealen şöyle buyurmaktadır: ** Din kardeşinin başına gelene sevinme. Çünkü Allah, onu ondan kurtarır ve senin başına o belayı getirir…** Kardeşlerim, Ebrâr; doğru sözlü, faziletli, Allahın iyi kullarının tamamını içine alan bir kelimedir. Bunlar, ahde vefa gösterirler; yeminlerinde dururlar; amelî ve itikadı noktalardan kusur işlememeğe gayret ederler; isteyerek ve karşılık beklemeden ihtiyaç sahiplerine kendi ihtiyaçlarından fazlasını bağışlarlar; fakiri ve yoksulu gözetirler; Allah’u Teâlâ’nın kendilerine verdiği nimetlere devamlı şükrederler ve her durumda Allah’a bağlı ve itaat * halinde yaşamaya gayret sarfederler. Rabbimiz bu İslâm davasını omuzlayan insanların uyu¬şuklardan meydana gelmesini istemiyor. Şurada burada keyif ça¬tarak yan gelip yatarak Allahın yardımını bekleyen insanlardan olma¬sını istemiyor. Bununla beraber düşmanlarına karşı hazırlık¬ları, plan¬ları, programları, silahları, kendilerini koruma ve yaşantılarını devam ettirme yönüyle müslümana ne lazımsa ona sahip olmamızı istiyor. İslami şahsiyyetimizi, karakteristik yapımızı ortaya ortaya koymamız bir bakıma özgür hareket etmemizlede alakalıdır. Allah celle şanuhu bizleri kendini bilenlerden eylesin. İslamın vakar ve ciddiyetini hakkıyla koruyanlar sınıfana dahil eylesin…

3. Rabbimiz Mutaffifin suresi ayet.22-23. te mealen şöyle buyurmaktadır: ** İyiler kesinkes cennettedir. Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. Kardeşlerim, Şurası hiçbir zaman unutulmamalıdır ki hiçbir zahmete gir¬me¬den, hiçbir sıkıntıya katlanmadan, haram olarak bilinenlerden vazgeçmeden iyiler sınıfına katılmak kolay olmayacaktır. Haram yollardan insanlara gelecek zaferlerin kaybedilmesi çok kolay olacaktır. Kolay elde edilen şeylerin kaybe¬dilmesi de o nisbette kolay olacaktır. Ucuz kazanı¬lan zaferler çok ça¬buk kaybedilir unutmayalım. Ucuz yollara sapmayalım. Basitliklere yönlenmeyelim. Malayani sözlerle ve işlerle vaktimizi harcamayalım. Bu ve bunun gibi bizim bileme¬yip de Allah’ın bildiği pek çok hikmetlerden ötürü Allah, mü’minlerin hal ve tavırlarını yine mü’minlerin elleriyle gerçekleştirmek istemek¬tedir. Bizlerin „Amel defterlerimiz“ * meleklerin gözetimi altında ve „İlliyyîn“ * denen şerefli bir mevkidedir. Müslümanlarda şerefli bir taht üzerinde cennette diledikleri yere bakacaklardır. Bolluk ve cennet nimetleri içinde rûhen ve cismen nurlanacaklar. Bu nur, yüzlerinden ve etraflarından taşacaktır inşaallah. Allah celle şanuhu bizleri hesap gününde yüzleri parlayanlar sınıfına dahil eylesin inşaallah…Amin…

4. Aişe Radıyallahu anhdan gelen bir hadisi Buhari aktarıyor; Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: ** Ey Aişe. Sen beni ne zaman terbiye dışı davranırken gördün ? Allah katında, kıyamet günü en kötü yere sahip olan, kötülük yapmasından korkulduğu için insanlar tarafından terkedilen kişidir…** Kardeşlerim, özü sözü bir olmayan, Ebrar sınıfına dahil olamaz. Ebrar sınıfına dahil olanlar; En güzel vasıflarla vasıflanmış fazilet ehli, de yaptıgını, ne söyledigini ve kısaca kendisini bilen allahın kitabına göre ahlaki yapısına yön veren, Allahın rasulünün sünnetiyle edebini şekillendiren,agzına her gelen sözü kayıtsızca sarfetmeyen,Allah korkusunu ve aynı zamanda allah sevgisini taa içinde hissedebilen, bütün güzellikleri üzerinde toplayan, Saglam itikqad sahibi, İbadetlerinde samimi, dünyayı âhiretin tarlası hükmünde görerek çalışan, ve âhiret ölçüsü ile dünyaya bağlanan, kısaca örnek müslüman olmayı her şeyin üzerinde cana minnet bilen kişidir. Bu vasıflarla vasıflanmış kimseleri Cenâb-ı Hak, ebrâr olarak adlandırmıştır. Bunlar Allahu Teâlâ’ya yakın olanlardır. Onlar bu iyiliklerine karşılık olarak cennette bol nimetler içerisinde olacaklardır. Allahım bizleri de razı oldugun kulların zümresine dahil eyle . Bizlere ilmimizle amel etmeyi nasib eyle. Bizleri iyiler sınıfına dahil eyle…Amin…

Sermedkadir

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.