Muhterem Müslümanlar.
Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hakk celle ve alâ hazretleri, bilgili,ilmi baş tacı eden, eski deyimle ifade edecek olursak mütefekkir, münevver şimdiki tabirle aydın, ne yaptıgını iyi bilen, dogru düşünen, firasetli, tefekkür ehli ve şuurlu, bilinçli mü’minler topluluğunun meydana gelmesini istemektedir.
İslâm’ın ilk emrinin „OKU“ olması bu yüzden düşünüldügünde çok büyük bir anlam kazanmaktadır…Şurası bir gerçektirki: Okumak, öğrenmek, bilgilenmek, bilgileriyle amel etmek insanın öncelikle:* Düşünmek,* Aklını kullanmak,* Tefekkür etmek,* Tezekkür etmek,* Teşekkür etmek,* İbret almak hususlarında ufkunu açar diye inanıyoruz. Belki de bundan dolayı veya bilemedigimiz başka hikmetlerden dolayı.
Kur’ân-ı Kerîm’de Allah-u Teâlâ, çok bildiği halde yaşantısı bozuk olanları, Bel’am bin Bâûrâ’nın şahsında „sıcak bir günde dili dışarı sarkmış bir durumda soluyan itler“e benzetmektedir. (Araf Sûresi, Âyet: 176) Cenabı hak bizleri dogru düşünceye teşvik ediyor. Kur’ân-ı Kerîm’de:275 yerde:“Düşünmüyor musunuz?““ Akıl erdirmiyor musunuz?“ diye sorulmaktadır.200 yerde:“Düşünmek ve tefekkür“ emredilmektedir. 12 yerde:“Dolaşarak ibret almak“ emredilmektedir. 670 yerde:“İlim ve ilme teşvik“ vardır.
Muhterem kardeşlerim: İmam Burhaneddin ez-Zernuci; ilmin faziletlerinden bahseden âyet ve hadisleri izah ederken şöyle demektedir: „İslâm dini ilim dinidir. Dünyada ilk okuma seferberliğini Kur’ân-ı Kerîm ilân etmiştir. Hepimizin bildiği gibi ilk emir „OKU“ diye başlamıştır. Bu sebeple Müslümanın birinci derece görevi, ilim öğrenmek ve yazı yazmak suretiyle kendisini cehalet karanlığından kurtarmaktır.“ Şurası bir gerçektirki: Sadece Okur-yazar olmak insanın kendisini kurtarmasına yetmez; Allah korusun neleri ne şekilde ve ne maksatla okudugumuzu bilemezsek, aksine insanların cehenneme yuvarlanmasında önünü açabilir.
Dogru Okumasını bilenler bin dörtyüz küsur yıldır bizlerle aynı zamanda okuduklarını da paylaşmışlardır. Etrafına ışık saçan Allah dostları bu manada demişlerdirki:* Helâl olanı ye. Besmelesiz asla yemek yeme.* Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.* İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.* Sırrını iyi sakla.* Kötü insanlar ile arkadaş olma, pişman olursun.
* Daima hedefin ileri olsun hiçbir zaman geriye takılıp kalma.* Kimsenin hakkına göz dikme.* Sana ait olmayan bir şeye el uzatma.* İki kişi konuşurken gizlice dinleme.* Haline şükret ve mutlak surette ekmek ve tuz hakkını gözet.* Davetsiz bir yere gitme; gidersen emin olduğun yere git.* Evden eve söz taşıma. Komşularınla iyi geçin.* Güzel ahlâklı ol.* Herkesle iyi geçin.* Güler yüzlü ve tatlı sözlü ol.* İnatçı ve kötü sözlü olma.* İhtiyarlara hürmet et. Senden büyüklerin önüne geçmemeye çalış.* Kanaatkâr ol. Çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir.
* Cimri olma. Elin ve evin yoksullara açık olsun.* Elindeki imkânları israf etme.* Daima temiz ol. Her an abdestli bulunmaya çalış.* Tanıştığın kimselerden bir şey isteme. Yoksa itibarını kaybedersin.* Namazını terk etme. İlim ve erdemle meşgul ol. İnanıyoruzki: Bütün ilimlerin gayesi Allah’ı bilmeye, emirlerini tanımaya, O’nun yaratıcılığını bilmeye ve O’nu tanımaya yöneliktir. Bu gayelerin dışındaki okumalar şeytana ve şeytanın askerlerinin işine yarar kanaatındayız. Yunus Emre ne güzel söylemiş:“İlim elinde çıra,Yak da Mevlâ’yı ara,Bilmek olmak değildir,Olmaya bak olmaya…
„Bundan dolayı Kur’ân-ı Kerîm’de:“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?“ (Zümer Sûresi, Âyet: 9) sorusu bu gerçeğe işaret etmek için sorulmaktadır allahualem. Peygamber efendimiz (sav) enes radıyallahu anhın rivayet ettigi bir hadiste mealen şöyle buyurmaktadır:***Kişinin kalbi dogru olmadıkça, imanı dogru olmaz. Dili, yani sözü dogru olmadıkçada, kalbi dogru olmaz. Kişinin şerrinden komşusu emin olmadıkça Cennete giremez…*** Rabbim bizleri dogru okuyan ve okuduklarıyla güzelce amel eden kulları zümresine dahil eder inşaallah…Kardeşlerim,bu vesileyle tekrarlayalım.Bu manada sizleri derslerimizde beraberce okumaya,ilim ögrenmeye davet ediyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun… Amin.
SERMEDKADİR