RIZA…

RIZA: Manâ itibarıyla, kabul gösterme, hoşnut olma, tasvip etme, kabullenme, memnun olma,Onama, bir şeyi itiraz etmeyerek kabul etme anlamlarına gelen bir kavramdır. *RIZA*  Bir şeyden razı olmak, ondan memnun olmak ve ondan gelen şeyi kabul etmek, itiraz etmemektir. Bir işin yapılmasına razı olmak, o şeyin yapılmasını onaylamaktır, kabul etmektir. *RIZA* İslami ıstılahta, öncelikli olarak Rabbimizin takdir ettiğine karşı olmamaktır. Bu bir anlamda, Allah’ın insan için yarattığı her şey konusunda bir memnuniyet ifade eder. Tabiidir ki; bizim Müslümanlar olarak önceliğimiz; Cenabı Allah’tan RAB olarak RAZI olmak, öncelikli olarak O’nun Rabliğine inanmak ve hayatını O’nun Rabliğine bağlı bir şekilde yaşamaktır. Rabbimiz  Beyyine suresi ayet. 7 ve 8.de mealen şöyle buyurmaktadır:*** İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır. Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada EBEDİ olarak kalacaklardır. Allah onlardan RAZI olmuş, onlar da O’ndan RAZI olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur….*** Rabbim bizleri RAZI  olduğu kulları zümresine dahil eder inşaallah…Sallu…

 

RIZA…Allah’tan RAZI olmak, Allah’tan gelen her şeyi kabul etmek, Allahın takdirine itiraz ve muhalefet etmemek, hükmünü olduğu gibi kabullenmek, verdiği nimetler  için şükretmek  şeklinde olur. Cenabı Hak KÂİNATI ve insanı dilediği gibi yaratmıştır. Her bir varlığa ayrı bir şekil ve ayrı bir özellik vermiştir. İnsanları da ayrı renk ve kabiliyetlerde, çesitli soy ve kabile halinde, dünyalık yönünden farklı olarak yaratıp düzenlemiştir. Mü’mine düşen görev bu ilahí takdirden RAZI olmasıdır. Allah’ın takva sahibi kulları, Rablerinin kendilerine sunduğu teklifleri de kabul ederler. Yani kulluk gibi, Allah’ın koyduğu sınırlar gibi, şükretmek gibi tekliflerden RAZI olurlar. Allah’ın kanunlarına, insan ve toplum hayatına koyduğu hükümlerine muhalefet etmezler. Allah’a hakkıyla itaat eden kullar, Rablerinin kendileri hakkında takdir ettiği kabiliyetlere, zenginlik veya fakirliğe, belâ ve felaketlere itiraz etmezler. Allah’tan RAZI olduklarını İbadet, İTAAT  ve teslimiyet gibi her hâlleriyle ifade ederler…Peygamber efendimiz (sav) Muslim’de bizlere ulaştırılan bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır:** Rab olarak Allah’tan, din olarak İslâm’dan, RASÜL olarak ta Muhammed’den (sav) RAZI olan imanın tadını tadmıştır…** Rabbim  bizleri İslam dininin değer  ve  kıymetini bilen kullarıyla  bir ve beraber eylesin…Sallu…

 

RIZA… Kardeşlerim… Bazı inananlar sırf Allah’ın rızasına kavuşabilmek için nefislerini Allah yolunda feda ederler. Tüm varlıklarını ve benliklerini, ihlaslı bir şekilde, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için adarlar. Kendilerine bir şey bırakmazlar. Bu insanlarda tereddüt, kaypaklık, dünyalık bir çıkar beklentisi yoktur. Böyleleri için hayatın amacı da Allah’ın rızasından başka bir şey değildir. Rabbimiz Bakara Suresi ayet.207.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Yine insanlardan kimi de vardır ki, Allah’ın RIZA’SINA ermek için kendini feda eder. Allah ise kullarına çok merhametlidir…*** Yeryüzünde Allah’ın rızasını kazanmak, yeryüzünde Al­lah’ın koyduğu düzeni korumak, Allah’ın sistemini tesis etmek ve bozgun­cuları yok etmek için canını bile seve seve vermekten çe­kinmeyen in­sanlar da vardır. Allah Celle şanuhu, din adına ne buyurmuşsa tümünden razı olmuş insanlar ya da ira­delerini Allah’ın iradesine teslim etmiş kimseler vardır. Allah Celle celaluhunun seçimini ken­dileri için seçim kabul etmiş, her türlü âmellerini, Allah için yapan, iste­diklerini Allah için isteyen, sevdiklerini Allah için seven, küstükle­rine Allah için küsen insanlar vardır. Rabbim bu insanlarla bizleri bir ve beraber eylesin… Sallu…

 

RIZA… İnanıyoruz ki; Mü’minin yani İnanan insanın, Allah Celle ve Alâ ve O’nun Rabliği karşısındaki tavrı TESLİM ve RAZI olmak’tır. Bu, kul olmanın ve bu kulluğu istenilen şekilde yerine getirmenin bir göstergesidir. Allah’ın takdirine karşı gelmek, O’nun yaptıklarını, hükmünü, ölçülerini, koyduğu sınırları kabul etmemek, RAZI olmamak isyandır ve haddi aşmaktır, yani TUĞYAN’DIR. Allah’ın verdiklerine ve takdir ettiklerine RAZI olmamak; yani NİMET AZĞINLIĞI konumuna düşmek, Allah’tan gelecek lütuf ve nimetlerin azalmasına yol açabilir. Rabbimiz, insanlar için din, yaşama biçimi, dünya hayatını düzene koyucu sistem olarak İslâm’ı UYGUN görüp göndermiştir. Rabbini seven ve Allahın Takdirine RIZA gösteren Mü’minler, İslam dinine ve onun inzal buyurduğu, indirdiği ŞERİATA’DA RAZI olur. Allah’ın dini İslâma muhalefet etmez. Rabbimiz Tevbe suresi ayet. 100. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Muhacir ve Ensar’dan İslâm’a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah’dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur…*** Rabbim  bizleri RIZASINA uygun hareket eden vs SBEDİ kurtuluşa eren  kulları ile haşreylesin  inşaallah…Sallu…

 

Sermedkadir…LU…23..4.2020…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.