RÜKU…

RÜKU…  NAMAZ, biz Mü’minlerin vazgeçilmez, OLMAZSA OLMAZ diye bildiğimiz ibadetlerimizin ÖZÜ’DÜR. *RÜKU* ise; NAMAZ ibadetinde aynı SECDE gibi, en önemli unsurlarından biridir. SECDE gibi Allahu Tealaya hürmetimizin en yüce derecelerindendir ve secdeye bir başlangıçtır. *RÜKU* dilimizde, iki büklüm olmak, EĞİLMEK, beli bükmek demektir. Terim olarak, NAMAZ’DA özel bir şekilde eğilme fiiline denir. Namazda ayakta iken KIRAAT yani Kur’an okma fiilimiz bittikten sonra, elleri dizlere koyarak, beli  ve başımızla sırtımızı mümkün olduğu kadar DÜZ TUTARAK EĞİLME âmeliyemizdir. *RÜKU* aynı zamanda SAYGI, TÂZİM, HÜRMET ve ALÇAK GÖNÜLLÜLÜĞ DE ifade eder ki, bizler bu hareketi İBADET kastıyla yaparız. Mü’min kulun Rabbine TAZİM VE HÜRMETİNİN, Allahu Tealanın huzurunda kendimizi ACİZ gördüğümüzün bir belirtisidir. Bizler yalnız RABBİMİZİN huzurunda aşırı saygımızdan dolayı EĞİLİR ve adeta İKİ BÜKLÜM oluruz… Rabbimiz Hacc Suresi ayet. 77. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey iman edenler. RÜKU EDİN; secdeye kapanın; Rabbinize İBADET EDİN; hayır işleyin ki KURTULUŞSA eresiniz…*** Rabbim bizleri EBEDİ KURTULUŞA erenlerden eyler inşaallah…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

2.  RÜKU… Saygı, HÜRMET, TAZİM ifadesi olan *RÜKU* İLE EĞİLMEMİZ Rabbimize olan TESLİMİYETİMİZİN açık bir nişanesidir. İnsanlar TEVAZU belirtisini illa ki bir şekilde belli ederler. Kime ve neye hürmet, TÂZİM ile eğildiklerinin bilincindedirler. İnsanlar zaman zaman ya ağızsız, DİL’SİZ kendi yaptıkları HEYKEL’LERİNİN karşısında SAYGI duruşuna geçer eğilirler, bazan YÖNETİCİ, İDARECİ, BAŞKAN, ya da Patron’larının karşısında *İKİ BÜKLÜM* olur, ya da MAKAM, MEVKİİ, sahibi kendileri gibi yaratılmış birilerinin önünde EĞİLİR, hatta EL ETEK ÖPERLER. Bu yapılan aşağılık hareket  her ne kadar o kişinin bulunduğu makama bir saygı gibi yorumlansa bile, işin ÖZÜ yönünden yanlıştır ve Allahu Teala’dan başka birisine BOYUN EĞMENİN seviyesiz göstergesidir. Böyle bir durumda önünde yerlere kadar eğilinen kişi ne o kadar yücedir, ne de onların önünde yerlere kapanan insan o kadar aşağıdır. İnsan ancak Allahu Tealanın HUZURUNDA eğilmelidir ve bunun adı da *RÜKU* ibadetidir… Rabbimiz Maide Suresi ayet. 55. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Sizin dostunuz VELİ’NİZ ancak Allah’tır, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki ALLAHIN EMİRLERİNE BOYUN EĞEREK NAMAZI KILARLAR, zekâtı verirler…*** Rabbim bizleri bu ŞUUR ve BİLİNÇLE hareket edenlerden eylesin… Sallu…

 

3.  RÜKU… İnanıyoruz ki; NAMAZ İBADETİ Mü’minin MİRACIDIR. Bizler inancımız gereği *RÜKU İLE EĞİLİYOR, SECDE ile Rabbimize yaklaşıyoruz.  Bizler RÜKU’DA  Rabbimizi ALLAHUEKBER diyerek büyük tanıdığımızı ifade ediyor, Rabbimizin AZAMETİNİ tekrarlıyoruz. İnancımız O’dur ki; *RÜKU VE SECDE EDENLER* Allahu Teala katında HESAPSIZ dereceler elde edeceklerdir. RÜKU ibadetimiz, Allahu Teala’ya TÂZİM’İN, Allah azimüşanı EN BÜYÜK SAYMANIN, Allah Azze ve Celleyi yüceltmenin EN İLERİ aşamasıdır. RÜKU ibadeti ile MÜ’MİN, zayıflığını, ACİZ BİR KUL olduğunu, olaylar karşısında BİÇARE olduğunu ortaya koyar ve en sonunda  Allahu Tealaya  SIĞINARAK, saygı, TÂZİM ve hürmetini bilfiil gösterir. RÜKU ibadeti aynı SECDE İBADETİ gibi Allahu Tealaya hürmetin EN YÜCE derecelerindendir ve secde’ye bir başlangıç  mahiyetindedir. İnanıyorum ki; RÜKU’YA varmak, eğilmek, şüphesiz ki mü’minler için son derece önemli bir İMAN borcudur ve mü’min olmalarının göstergesidir. Mü’ minler yalnızca Allah’ın HUZURUNDA RÜKU EDEREK, büyüklüğün ve yüceliğin, ilâhlığın ve rabliğin SADECE O’NA AİT olduğunu göstermiş olurlar. Rabbimiz Bakara Suresi ayet. 43.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, RÜKU EDENLERLE BERABER RÜKU EDİN…*** Rabbim ibadetlerimizi İNDİNDE KABUL buyursun…Sallu…

 

4.  RÜKU… Kardeşlerim, Allahu Tealanın önünde RÜKU etmek mü’minlerin en önemli ayırdedici vasıflarından, özelliklerindendir. Mü’minler *RÜKU VE SECDE* ederek Allahu Tealanın LÜTFUNU RIZA’SINI arzu ederler. Müslümanlar, Allahu azimüşşanın HUZURUNDA RÜKU’YA vararak, hem kendi nefislerine hem de bütün insanlara hâl diliyle derler ki; Allahu Tealadan başka hiç bir kimsenin, MAKAMIN, MENFAATIN, ÇIKARIN önünde eğilmek MÜ’MİN OLANA YAKIŞMAZ. Çünkü böylesine bir HÜRMET ancak Allahu Zül Celale yapılır.  Mü’minin NAMAZ ibadeti sadece kendine has bir özellik ve güzelliktir. NAMAZ BİR MÜSLÜMANIN ÖZGÜRLÜK İLANIDIR. Mü’min NAMAZ içinde yapmış olduğu *RÜKU VE SECDE* ile Allah’tan başka hiç bir gücün önünde boyun eğmenin DOĞRU OLMADIĞINI HAYKIRMAKTADIR. İnsan ancak Allahu Tealanın HUZURUNDA EĞİLEREK İZZET BULACAĞININ şuurunda olmalıdır. Aksine hareket, ŞEREF ve HAYSİYETİNİ ayaklar altına alıp, ESARET VE ZİLLET bataklığına battığının göstergesi olacağından bu tür AŞAĞILIK komplekslerinden kaçınmak gereklidir, lüzumludur, şarttır inancındayız…Rabbimiz Mürselat Suresi ayet. 47-48. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** O gün yalanlayanların VAY HÂLİNE…Onlara: *RÜKU EDİN* denildiği zaman etmezler…*** Rabbim bizleri NAMAZ KILIP SADECE RÜKU’DA EĞİLEN, SECDE EDEN, ŞUUR’LA İBADET EDEN kullarıyla bir ve beraber eylesin…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.