SAAD  BİN  EBİ  VAKKAS (RA)…

Cenabı hak sevdiği kulu cümle aleme ebediyyen sevdirir. Saad bin ebi Vakkas ömrü boyunca islamın yılmaz bir neferi oldu, komutanı, baş koömutanı olarak savaşlara katıldı ve hep zaferle geri döndü güçlü, kuvvetli bir insandı. Haksızlıklara tahammülü yoktu. Tam bir iman eri idi. İslâm’ın emirlerine bütün kalbi ile inanmış takva ehli bir Müslümandı, usta bir binici idi. Kendisine İslâm’ın suvarisi denirdi. Allah katında ilk kan akıtan Sahabe Saad bin ebi Vakkas’tır şöyle ki;.Müşrikler, kimsesiz Müslümanlara özellikle ibâdet halinde gördükleri zaman işkence ediyorlar, rahat ibâdet etmelerine müsaade etmiyorlardı. Bir defasında Habbab bin Eret, Ammar bin Yasir, Saad bin Ebi Vakkas ve Said bin Zeyd ile *Ebü Lüb* vadisine gittiler. Habbab ile Ammar ibâdet ederken müşrikler geldi. Onlarla alay etmeye ve ibâdetlerine engel olmaya başladılar. Saad bin Ebi Vakkas, Müşriklerin Habbab ve Ammar ile alay etmelerini gördü, koştu, eline geçirdiği bir deve kemiği ile yakaladığı bir müşrik’e vurdu, kafasını yardı. Diğerleri kaçtı. Saa bin Ebi Vakkas, “Allah yolunda ilk kan akıtan sahabe” oldu…

İslam dini Allahu teâlanın yardımı, Peygamber efendimizin 23. yıl kendi toplumu içerisinde islamı tebliği, sahabenin verilen her görevi canla başla icra etmeleri, müslümanların ğayreti neticesinde çevre çevre yayılmaya başlamıştır. Bu uğurda en ğayretli komutanlardan birisi de Saad bin ebi Vakkas’tır. Veda Haccı esnasında Sa’d bin Ebi Vekkas ağır hasta idi. Hastalığı ölümcüldü. Babası da bu esnada ölmüştü. Allah’ın Rasûlü ziyaretine geldi. Saad, Allah’ın Rasulüne şöyle dedi:Ya Rasulallah! Siz Ashab ile Medine’ye gideceksiniz de ben buralarda ölüp kalacak mıyım?” Allah’ın Rasûlü (sav) şöyle buyurdu: “Hayır! Yaşayacaksın. Hem de çok yaşayacaksın da senin hayatından bazı kavimler faydalanacak, bazıları da zarar görecektir” buyurdu. Saad bin Ebi Vakkas, ümitsiz bir hastalıktan iyleşip kalktı, bu olaydan sonra 45. sene daha yaşadı. Peygamber efendimizin (sav) sözü mucize olarak tahakkuk etti. Şu günlerde müslümanların çaresiz, birbirinden kopuk, adeta tesbih tanelerinin dağıldığı gibi bir zamanı yaşıyoruz, Rabbim yâr ve yardımcımız olsun…

Aslen Kurtubalı olan tarihçi, büyük islam alimlerinden, İbni Battal demiştir ki: Saad bin ebi Vakkas Irak emirliğine tayin edildiği zaman bir takım kabilelerin irtidat ettiklerini yani İslam dininden çıktıklarını görmüş, bunların tevbe edip İslâm’a dönmelerini istemişti. Bunlardan bir kısmı tevbe edip İslâm’a döndüler, kurtuldular. Bir kısmı da irtidatta ısrar ettiler, Saad bin ebi Vakkas tarafından cezalandırıldılar, zarar gördüler.  Saad bin ebi Vakkas, Peygamber efendimizden (sav) 171 hadis rivayet etmiştir. Bunlardan 115 hadis Buhari ve Müslimde ittifakla yer almıştır. Bir örnek verecek olursak,  Saad bin Ebi Vakkas, yine bu hastalığı esnasında kendisini ziyaret eden Peygamberimize (sav)’e vaktiyle hicret ettiği bu topraklarda ölmek istemediğini, malının hepsini vasiyet etmek istediğini söyledi. Peygamberimiz (sav) Hayır, öyle yapma, buyurdu. Sa’d bin Ebi Vakkas: -Yarısını vasiyet edeyim, dedi. Allah’ın Rasûlü: Hayır, öyle yapma buyurdu. Bu defa Sa’d bin Ebi Vekkas: Malımın üçte birisini vasiyet edeyim, dedi. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: -Evet sülüs (üçte bir) kafidir. Sülüs de çoktur. Bu hadise ile vasiyet miktarı belli oldu. Malın üçte birinden vasiyet yapılır. Üçte birinden fazlası vasiyet edilse, üçte birden fazlası uygulanmaz.

Ömer efendimizin, Saad bin Ebi Vakkası Iraka gönderirken şöyle tavsiyede bulunmuştur: *Ya Saad, Vüheyb oğullarının Saadı, Rasulallahın dayısı ve arkadaşı olman, seni mağrur ederek, Allah’ın emirlerinden ayırmasın. Allah kötülüğü kötülükle gidermez. Fakat, kötülüğü iyilikle giderir. Allah ile kişi arasında, itaatten başka bir bağ yoktur. İnsanların şereflileri ve hakirleri Allah nazarında müsavidir. Allah onların Rabbidir. Onlar da Allah’ın kullarıdırlar. Allah’ın lütfuyla birbirlerinden üstün olurlar. İtaat ederek onun katındaki nimetlere kavuşurlar. Rasülullah’ın Peygamber olmasından, aramızdan ayrılıncaya kadar, şahit olduğun durumlarını gözden geçir. Onları yapmaya çalış. Asıl kurtuluş yolu ondadır. Bunlar benim sana nasihatlerimdir. Bunları yerine getirmez, bunlardan yüz çevirirsen, amellerin mahvolur, hüsrana uğrayanlardan olursun.” “Ben seni Irak üzerine yürüyen orduya kumandan tayin ettim. Tavsiyelerimi tut. Güç ve arzu edilmeyen bir işin başına geldin. Doğruluktan başka hiç bir şey seni kurtaramaz. Kendini ve beraberindekileri iyiliğe alıştır. İyilikle işe başla. Adet haline gelen her şeyin bir başlangıcı vardır. Hayrın başı da sabırdır. Başına gelen bela ve musibetlere karşı sabırlı hem de çok sabırlı ol. Sabır, sana Allah korkusunu öğretir… Allah sevdiği kulunu sevdirir. Sevmediği kulunu da sevdirmez…* 42.bin müslümanın siyonistler tarafından soykırıma uğratılıp şehid edilmesi sonucu inşaallah Saad bin ebi Vakkas (ra) yolunda bir komutana kavuşuruz…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.