Asıl ve usüle ters, alışılmış olan insani değerlere zıt, mâkul olana aykırı, meşru kabul edilen değerlere gayrımeşru fiillerle bozgunculuk taktiği, çalışmadan kazanmayı hedefleyen, uğraş vermeden dolambaçlı yollardan başarı ğayesi güden, hakkı olmadığı hâlde elinde olan imkânları kullanarak öne geçme çabası, Adalet ilkelerini hiçe sayarak toplum nazarında sivrilme arzusu, becerisizliğini başka saiklerle örtme yüzsüzlüğü, eline geçen fırsatları hep bana görgüsüzlüğüyle değerlendirme utanmazlığı, hukuki zemini eşkıyalık ilkeleriyle karıştırma cambazlığı, sıranın kendisine gelmesini beklemeden öne geçme ğayretkeşliği, devlet malının deniz yemeyenin domuz olduğunu bile bile şahsiyetini domuz karekteriyle değiştiştirme düzenbazlığı, emanet edilen nesne’ye hıyanet etme girişimi, hep ötekini, diğerini, başkasını ezme, bitirme, yok etmeye yönelik hile’li yöntemler… velhasılı kelâm; hiç bir zaman ulaşamayacağı emellere şeytani zekasını kullanarak sanki ilahi iradenin asıl olduğu hakikatini unutarak ya da inanmayarak çıkmaz sokağa dalma körlüğüdür sahtekârlık…
İnsani değerler söz konusu olduğunda hiç bir kimse sâhtekârlık çıkmazını savunma hakkına sahip değildir. İşi, mesleki kariyeri, yapmış olduğu memuriyet ne olursa olsun baştan bu fazilet duyğusuna sahip olmayan kişi vücudun her hangi bir yerinde çıkan çıban gibi büyün bedeni yok etmeye namzettir. Memuriyet için işe girerken kural, kaide ve yönetmelikleri kabul edip, masa başına kurulunca bu maaşla ev geçinmez görgüsüzlüğüyle rüşvet çarkının dişlisi olanlar sahtekârlık mesleğinin ebedi uşağı konumundadırlar. Görevi kötüye kullanma tabiri sahtekârlar için söylenmiş en kibâr tabirdir. Hırsızın, kendisinden başka herkesi hırsız olarak nitelediği gibi; lâyık olmadığı makam, mevkii, aşama, kademe ne olursa olsun sahtekâr zihniyetli yüzsüz için herkes sahtekâr konumundadır. Yakayı ele verdiğinde, bütün kirli çamaşırları bir bir ortaya serildiğinde mutlaka şeytanın avukatlığına namzet birisini arayacaktır…
Sahtekâr zihniyet sahibinin günü kurtarma çabasından başka ufukta görülen umudu olmamalıdır. Eğer bir sahtekâr bile bile korunuyor, kollanıyor, himaye ediliyorsa, arkasındaki kalabalık ne kadar çok olursa olsun hiç bir değer hükmü yoktur ve olamaz. Benim hırsızım masumdur ayağına yatan bireylerin o hırsızdan bir farkı yoktur ve olamaz. Hem hırsızın dindarı, dinsizi, kültürlüsü, cahili gibi kavramlar tamamiyle boş ve manasız yakıştırmalardır hırsız hangi inanca ya da kültürel farklılığa sahip olursa olsun yüz kızartıcı suçun mensubu yani hırsızdır, sahtekardır, düzenbazın önde gideni, insanlık ayıbının mümessilidir. Toplumumuzda son zamanlarda en çok terennüm edilen ifadelerden birisi; *Eğer kul hakkı yiyorsa* sözü ile başlayan anlatımlardır. Bir başkasının hakkına tecavüz etmek kişiye *yüz karası* olarak kâfi bir zillettir. Kendi haysiyetini, ailesinin, mahallesinin, şehrinin, yurdunun, ülkesinin şerefini düşünemeyen, hesap edemeyen, izzetli yaşantıdan, faziletli ömür sürmekten, *helâl lokma* gerçeğinden uzak olanlar, Allahın gazabına düçar olacak sahtekârlık timsâlleridir…
Kardeşlerim, eğer bir tüccar malına 10. lira isteyip, 5. liraya satışına rıza gösteriyorsa ben bu tüccardan iyiniyet bekliyemem. Bir esnaf, yemin billah ederk malının maliyetinin 50. lira olduğunu söyleyip bu eşyayı.40. liraya satıyorsa hiç kimse bu esnafta vicdani duygu arayamaz. Pazarlarda malın iyisini öne koyup hileli olanı dolambaçlı düzenbazlıkla müşteriye satıyorsa ilahi huzurda bu sahtekârlığı mutlaka gözünün önüne getirilecektir. Benden sonrası tufan fikrinde olan bir politika elemanı hangi görüş ve düşüncenin mahsulü olursa olsun en basit anlatımla kötü niyetlidir. Seçilmeden önce 5. yılda 187. kilometre metro yapacağım diyen şehremini 5.yılın sonunda fizibilite çalışmasından öteye gidememişse yalan söyleyerek toplumu aldatmış kendisi ise sahtekâr konumuna düşmüştür. Bazı meseleler vardır ki; zaman aşımına girmeyen suçlar kategorisini teşkil ederler. Sahtekârlık ta aynen böyledir. Aradan, 31. değil 61. yıl geçsede bu gerçek değişmez. Rabbim sahtekâr, hırsız ve düzenbazlara bizi eş ve yoldaş eylemesin…
Sermedkadir…