SANEM, FETİŞ, HEYKEL, PUT…

SANEM, FETİŞ, HEYKEL, PUT…Hac suresiayet. 12. mealen şöyle:*** O, Allahı bırakıp, kendisine ne faydası, ne de zararı dokunacak olan şeylere yalvarır. Bu, haktan büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir…*** İslam dini her konuya dair, bir bakış açısı ortaya koyup her hususta görüş ve düşünceyi yansıttığı gibi resim, heykel ve benzeri tasarımi, çizim ve yapımlar için tabiiki bir bakış açısı ortaya koymuş, ayet ve hadislerle nelerin yapılıp yapılmayacağı hususunda beyânını belirtmiştir. Şurası bir gerçektir ki; İnsanın özlem ve duygularını estetik kurallar çerçevesinde çizgi ve renklerle düz bir satıh üzerinde figürlü veya figürsüz olarak yansıtılmasına binlerce yıldır bitmeyen bir merakla özenti duyulmuş, taşa, ağaca, yapılan mekanlara, mabedlere varana kadar yazı ve resimlerle düşüncelerini, duygularını aksettirmişlerdir. Daha sonra kağıt üzerine ve değişik materyallere kullanılan bu ameli gayret zamanla bir sanat dalını ortaya çıkarmıştır. Bu sanat dalının Nuh aleyhiselam zamanında gelişip, İbrahim aleyhiselam devrinde zirve yaptığı bir uğraş şekli olduğu bilinen bir gerçektir…

Vahdaniyet diye ifade ettiğimiz, Allahın birliği inancına dayanan İslâm dini, Nuh aleyhiselam ve İbrahim aleyhiselamın zamanındaki insanların durumunu da gözler önüne serdikten sonra, İslam inancını bazı olumsuz tehlikelerden, putçuluk hastalığından, hurafe yüklü inançlardan korumak için son derece titizlik gösterir. İslam dini, akla ve kalbe, gizli ve açık bir şekilde girebilecek her tür şirk ve putperestlik yolunu kapatmış. Onun için de, başlangıç mahiyetindeki rolünden dolayı resim ve heykel konusunda çok hassas davranmıştır. Çünkü, Nuh Aleyhiselamın kavminde olduğu gibi; çoğunlukla, sevilen kimselerin hatıralarını devam ettirmek, geçmiş atalarını unutturmamak gibi safi bir niyetle başlayan resim ve heykel işi, sonunda yaradana şirk koşmaya, resmi ve heykeli yapılan kimseleri yüceltmeye, önünde tazimle eğilmeye, insanın insanı ilah mertebesine koymasına, önceleri yarı ilah daha sonra tam ilah olarak adlandırmaya nihayetinde putçuluk diye adlandırılan lat, menat, uzza örneğinde olduğu gibi tapınmaya kadar uzanmıştır. Bu tehlikeleri daha baştan işaret buyuran İslam dini zamanında bu kapıyı tamamen kapalı tutmuştur…

Yaradılmışların en şereflisi konumunda olan insan unsuru için en büyük tehlike, en büyük hüsran ilahi nizamı bırakıp kendi yaptığı eserinin karşısında tazimle eğilip ibadet gerçekleştirmesidir. Ne büyük bir hüsran ki, o ilâhi dinden mahrum kalan kimse Cenabı Allaha ibadeti bırakıp da yaradan’dan başka kendisine ne zarar ve ne de menfaat veremiyecek olan şeye cansızlar türünden olan putlara ibadet eder. Daha Mekkenin fethinde beytullaha girilmeden önce; Peygamber efendimizin (sav) emriyle 365. heykel kırılıp darmadağın edilmiş, pislikleri temizlendikten sonra beytullaha girilmiştir. Put heykellerinin, kendilerine ibadet edenlere bir fayda veremiyecekleri gibi kendilerine ibadet etmeyenlere bir zarar veremedikleri salim akılla düşünen mü’minlere bilfiil gösterilmiş, öyle âciz, insan elinden çıkan resim, heykel türü ne varsa yasak kapsamına alınmıştır. Putlara ibadet, haktan, hidayetten kopuk, akilane olmayıp en feci sapıklık türü, korkunç bir felâket sebebi olduğu ayet ve hadisi şeriflerle anlatılmıştır…

Kardeşlerim, yirmibirinci yüzyılda resim ve heykelleri ilah edinenmi kaldı diyenler gazete arşivlerini gözlerinin önüne getirirlerse ne demek istediğim anlaşılır sanıyorum. Bizler ceddimizi, atalarımızı, bizden önce gelip geçmiş aslımızı, neslimizi severiz, ruhlarına fatihalar göndeririz, hayır duaları ederiz, cennet niğmetleriyle buluşmaları noktasında niyazımızı rabbimizden dileriz. Ama hristiyan inancında olduğu gibi yontulan resim ve heykellerini yapıp huzurunda diz çöküp çocuklarımızla kıyam ve secde etmeyiz. İslâm inançlarına ve adabına ters düşen her türlü resim ve bütünüyle heykel tasarımlarının haram olduğuna inanırız. Müslümanlar, bırakın insanlara fayda veya zarar sağlamayı, kendilerine bile bir fayda sağlama gücüne sahip olmayan put heykelleri ve putçulardan tarih boyunca müslümanlar uzak durmuşlar, safi israf olan yapım ve imalinden, diğer milletlere olan özenti hastalığından müntesiplerini korumuşlardır. Unutmayalım ki; Allahu tealanın dışında tazim edilen, ibadet emmaresi gösterilen, tapınılan herşey put hükmündedir. Rabbimiz Ahkaf suresi ayet. 5. te mealen şöyle buyurmaktadır: ***Allahı bırakıp da kendilerine kıyamete kadar cevap veremeyecek şeylere tapanlardan daha sapık kimdir?..*** İslami akidesini ihlasla muhafaza eden mü’minlere selam olsun…Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.