Hâya İmanın ŞUBESİ birbirinden ayrılmaz.
Geniş MEZHEP sahibi dişisini kıskanmaz.
Çagdaş MODA tutkununun yüzü kızarmaz.
Sırat, MİZAN, hesabı sanki şaka sanıyor...
Bakan GÖZ görmez olup kulağı duymayacak.
Eller yana düşerken AYAK adım atmayacak.
Dedikodu, GIYBET yapan pişmanlığı tadacak.
Mazeret Dünya’da KALDI orda işe yaramıyor…
Yüzün SOLĞUN bedenin soguyunca çaresiz.
Ruh bedenden ÇIKINCA kendi başına sessiz.
Vâkıf olsa da ölüm gerçeğinden HABERSİZ.
Örneği musalla taşında AMA ibret almıyor…
Hangi YÜZ’LE varacağız yaradanın huzuruna.
Tevbe kulpuna SARILMAK yetişir imdadıma.
Mazeret bulmak NAFİLE hata, kusur, günaha.
Dilin senden TARAF degil bildiğini anlatmıyor…