CİN SURESİ AYET. 15. mealen şöyle:*** Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır…***Allahın dinini kendi anladığı sapık zihniyeti gibi topluma aksettiren profesörlerden birisi; Eflatun ve Aristoya karşı o kadar büyük sevgi duyuyordu ki; her ikisini de peygamber derecesinde görüyordu, belki daha da ileri safhalara geçecekti ama ömrü vefa etmedi. Doçent, profesör, dekan, rektör ya da ordinaryüs titrine ulaşmış birisi kendi kendini ne kadar yetiştirirse yetiştirsin eğer rabbini tanımazdan geliyorsa, tanıyamamışsa akıl putunun esiri olmuş demektir. O kadar donanımlı öğretim üyeleri vardır ki; kendi pisliğinin bir adım ötesine geçememişlerdir. Felsefi, mantıki, gurur ve kibir abidesi eğoları, kendi nefislerini Allahın birliğine inandıramamış, Allahu tealayı inkâr hastalığını yayma çabalarına girişmişlerdir. Toplumun diğer üyelerini cahillikle itham eden, basite alan müstekbir, nice nemruttan ataları olsa da bu idrâk fukaraları bir türlü *ibret alma* hassalarını kullanamamışlardır…
İnsanlar ya iman eder mü’min olarak anılırlar veya Allahu tealayı inkâr eder kafir diye bilinirler yahut da Müslümanın yanında müslüman, kafirin yanında kafirlik ederek münafık sıfatını yüklenirler. Allahu tealanın ilahi emirlerine muhatap olup, Kur’anı kerimi dinleyen mukaddes kitabın her ayetine inanarak büyük bir imanla sımsıkı sarılan, Allahu tealanın hiç bir surette haksızlık ve zulüm vermediğine, her bireyin kendi kazancı olan, yaptığı işin karşılığına inanan, Allahu teaanın her emrine itirazsız teslim olan, adalet terazisini her zaman aklında bulunduran, salih amel fiillerini işlemekten başka düşünce taşımayan, hak ve hakikate sarılmış, nefislerini terbiye etmek için ellerinden gelen gayreti gösteren mü’minler ebedi alemde alacakları mükafatın bilinciyle imanlarını korur, korku ve ümit içerisinde yaşarlar…Mü’minler, Allahu tealaya ve onun şanlı rasulüne bağlanıp teslim olmanın dışında geleblecek vesveselere gönül kapılarını kapatan hak ve hakikat sevdalılarıdır…
Mü’minlerin zıddına, her işi tersten anlayan, aksilik ve din muhalifliği yapmayı akıllılık zanneden, kendilerini dev aynasında gören, makam, mevkii, mertebe, aşama, kariyer mal, para, altın, gümüş, dünya zevkleri uğrunda haktan sapan, hak ve adalet yollarının dışına çıkan, toplum bireylerini velid bin muğirenin anladığı gibi baldırı çıplak, sefil, silik, cahil, hiç bir şeyden anlamayan kalıplara sokanlar ise kur’an hakikatlerinin beyân ettiği gibi; onların varacakları yer cehennemdir. Bilakis onlar cehennem için odun ve yakıt olacaklardır. Edebiyatı güçlü, malumatı fevkalade, dünyevi konularda anlayış ve izanı mükemmel gibi görünenler icat eden asıl mucidi kavrayamadan kendilerini mucit ilan ederlerse değersiz bedenlerini ebedi cehennem kapısının dibinde bulurlar. Unutmayalım ki; her insan ateşini dünyadan götürmektedir. Yanacağı odunu dünyadan ahirete taşıyanlar, Allahı yok saymanın yani ateizm fikirlerine mağlup olma zilletinin bedelini mutlaka çekeceklerdir…
Kardeşlerim, Cin suresi mekkede nazil olmuştur. Peygamber efendimizi (sav) Kur’an okurken dinlediğini ve bunun üzerine dinleyen cinlerin müslüman olduğunu, cinlerden de iyileri olduğunu, kötüleri olduğunu erkekleri ve dişilerinin bulunduğunu, cinlerin ateşten yaratıldığını bu ayetlerden öğreniyoruz. Ayrıca bizim peygamberimiz hem insanlara hem de cinlere gönderilmiştir bu yüzden de Sevgili Peygamberimiz Rasulüs-sekaleyn olarak isimlendirilmiştir. Cinlere hitab eden ayetler aynı surette insanlar için de geçerlidir. Gerçekten ister cinlerden olsun, isterse insanlardan olsun, mükellef varlıklar, Allahın kulları, Kur’anın muhatabı olan varlıklar eğer sıratı müstakimde, dosdoğru yol üzerinde olmaya çalışırlarsa, ya da dosdğru yol üzerinde dosdoğru gitmeye çalışırlarsa mükafatlarının bol bol verileceği beyân edilmektedir. Rabbim bizleri; ne oldum delisi hayat süren, şımarık, inkârcı, ilahi emirlerden yüz çeviren, müstekbir, gurur ve kibirine mağlup olan cehennem odunlarından ırak eylesin…Selam hidayete tabii olanlara…
Sermedkadir…