ŞEFAAT… Rabbimiz Sebe suresi ayet.23.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Allah’ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefâati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür…*** Şefaat: Bir kimsenin bağışlanmasını istemek; bir kimseden, başka bir kimse için iyilik yapmasını ve zarardan vazgeçmesini rica etmek; yardım etmek; başkası hesabına yalvarmak, rica etmek; birinin önüne düşüp işinin görülmesi için dua ve niyazda bulunmak gibi manalar içeren mübarek bir kavramdır. İnanıyoruzki, Peygamberlerin, veli’lerin ve Şehid’lerin ŞEFAAT’LARI haktır. Şefaat, kısaca bir kimsenin başkası için iyilik istemesidir. Kıyamet gününde ise, Peygamberler, melekler ilimleriyle amel eden ilim adamları, Salih insanlar, müminler ve mümin erkeklerin ve kadınların küçük yaşta ölmüş olan çocukları şefaatta bulunacaklardır. Tirmizinin bize ulaştırdıgı bir hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmuştur: ** Ümmetimden, insanlardan belli bir cemaata şefaat edecek olanlar vardır; bir guruba şefaat edecek olan vardır ve bir tek kişiye şefaat edecek olan vardır…**Rabbim bizleri sevdiklerimizle bir ve BERABER eylesin…
ŞEFAAT HAK’TIR… Rabbimiz Meryem suresi ayet.87.de mealen şöyle buyuruyor: *** O gün Rahmân (olan Allah)’ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir…*** Kardeşlerim; Peygamber Efendimizin (sav) şefaatı ümmetinin hepsinden gam ve kederi giderecektir Allahın izniyle. Çünkü O, rahmet peygamberidir. Rivayetle sabit olmuşturki, Peygamber Efendimizin (sav) çeşitli şefaatları vardır. İmam Nesefinin akaidinde, büyük günah sahipleri için Peygamber aleyhiselamın ve iyi, seçkin kimselerin şefaatı oldugu zikredilmektedir. İmam Gazali, İhya ulumuddin adlı degerli eserinde, Allah’ın fazlu keremiyle ahiret gününde peygamberlere, sâdıklara, ulemaya, sâlihlere ve muttakîlere kendi ailelerine, yakınlarına, dostlarına ve âşinâ oldukları kimselere şefaat izni verileceğini ifade eder. Mü’minlerin genel olarak Peygamber Efendimizin şefaatıyla büyük ve küçük günahlan affedilecek. Çünkü Allah, Gafur yani çok bağışlayıcıdır. Gafûru’r-Rahîm yani bağışlayıcı ve merhametlidir ve Afuvv yani Rabbimiz affedicidir. Onun sonsuz rahmeti diğer Özelliklerini geçmiştir. Bu sebeple müslümanlar Hazreti Muhammed’in (sav) ŞEFAATİ sayesinde daima kurtulma ümidinde olmalıdır. Rabbim Bizlerin ŞEFAAT ümidinde sebat edenlerden eylesin…
ŞEFAAT MİNNET İFADESİDİR… İbni Mace bizler ulaştırdığı hadis mealen şöyle: ** Ümmetimin yarısının cennete girmesi ile şefaatten birini seçmem istendi, ben şefaati seçtim…ilâ ahir** Allahu teala’nın Allahu tealanın Şanlı Rasulüne (sav) vadetmiş oldugu –Makamı mahmud- ancak ve ancak, bütün mahşer ehline genel olarak, ümmetine özel olarak , muhtelif şefaatlarda bulunmasını ifade eder. Müfessirlerin çogu: Peygamber efendimizin (sav) KIYAMET gününde oturacagı makam – MAKAM’I MAHMUD – insanlara şefaat etmesi, o günün azabının şiddetini hafifletmesi için Allahtan dilekte bulunması ve bu dileginin kabul edilmesidir demişlerdir. Allahı tealanın, kıyamet gününde Peygamberini oturtacagı Makamı Mahmud, zikrettigimiz şefaat’lardan muayyen bir şefaatın adı degildir. Ancak bu şefaatların İcmali adı dırki , ondan dolayı bütün varlıklar ona minnettar olacaklardır. Buhari ve Muslim tarafından rivayet edilen uzunca bir hadis örnektirki, Orada insanların teker teker Peygamberlere giderek onlardan şefaat etmeleri için dilekte bulundukları, en sonda Rasulullahın (sav) yanına vardıkları rivayet edilmiş, onun, müminlerden büyük bir kesime şefaat edecegi ifade edilmiştir. Rabbim bizleri Bu Şefaata nail olanlardan eylesin…
ŞEFAATA MUHTACIZ…Rabbimiz Nebe suresi ayet,38. de Mealen şöyle buyurmaktadır:*** O gün , Cebrail ve melekler saf halinde duracaklar. Rahmanın kendisine izin verip de dogruyu söylemiş olandan başkaları bir kelime söyleyemiyecekler…*** Kardeşlerim; Müslümanların, Allah dostlarını ziyaret ederek onlara muhabbet beslemeleri imanlarının açık bir tezahürüdür. Peygamber efendimizin (sav): **Allah için sevmeyenin imanı yoktur** buyurduğu bilinmektedir. Bizler Peygamber Efendimizi sevdiğimiz gibi diğer Peygamberlerin hepsini de severiz. Allahın veli kullarını Evliyaullahı severiz. Allahın Kâmil velileri olan İslam Alimlerine hürmet ve saygı ile yaklaşırız. Sadece, onlardaki ihlas, takva ve salih amellere itibar eder onlar gibi yaşamaya ğayret sarfederiz. Onların bu takva ile ilahi huzurda kabul gördüklerini, dualarının kabul edildiğini, Allahu Tealâ’nın onlardan razı olduğunu düşünerek onlara Allah için MUHABBET besleriz. Rabbim bizleri Öncelikle Peygamber Efendimizin ve diğer Nebi’lerin, Veli’lerin, Salih’lerin, Şehid’lerin Alim’lerin ŞEFAAT’LARINA nail eylesin.