ŞIMARIK OLMA YÜZSÜZLÜĞÜ…

Rabbimiz, Rad Suresi ayet. 26. da mealen şöyle buyurmaktadır: ***Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir…*** Cenabı hak, Rahman ismi şerifiyle yarattığı her canlıyı doyuran, besliyen  mü’min veya kafir oluşuna bakmadan dilediği kuluna rızkı bol bol verendir. Zira Allah katında dünyanın sinek kanadı kadar değer ve ağırlığı olmadığı beyân buyurulmuştur. Sınanıp imtihan edilmek amacıyla, mü­minin rızkı bazen kısılır ve az verilebilir. Kafirin rızkının açılıp bol verilmesi, onun şerefli ve değerli olduğunu kanıtlamaz. Yine mü’minin rızkının daral­tılıp kısılması da, onun şerefsiz ve değersiz olduğunu ispatlamaz. Şu halde *Allah, dilediğine rızkı açar yani bol verir, dilediğinden kısar* mealindeki ayeti kerime, bahtsız kafirlerin nitelikleri anlatılırken araya saplanan bir paran­tez cümlesi mahiyetindedir. Rızık genişletme veya daraltma hadisesi tabiidir ki geçici bir süre diye ifade edilen dünya hayatının bir imtihan, sınama, deneme yeri olduğunun delilidir. Bu imtihan alanını güzellikler ile donatanlar, hayatını mutluluk, saadet ve huzur yurduna çevirenler ne bahtlı kimselerdir…

Gönlü yüce kişiler, Rablerinden gelen her ne varsa büyük bir kabullenişle ve her verilene şükrederek  Rahman ve Rahim olan Allahu tealaya ibadet eder, niğmet ve hayılı olan her ne varsa Rabbinin yaratmasıyla hasıl olduğunu ikrâr ederler. Yunus’un bir şiirinde olduğu gibi:*Ne varlığa sevinirim, Ne yokluğa yerinirim, Aşkın ile avunurum, Bana seni gerek seni…* diye terennüm ederler. Evet bu insanlara ve tevekküllerine imrenerek bakarız, gıpta ile tâkip eder onlar gibi olmaya yönelir iyiliği, doğruluğu, güzel olanı destur edinen şahısları örnek alıp bizlere verilen ömür niğmetini şımarmadan değerlendirmeye çaba sarfederiz. Bahtsız, şımarık, hiçbir niğmetle doyuma ulaşamayan, verilenle yetinmeyen, devamlı açlık vurgusu yapan insanlar ise;dünya hayatında tatminsizliğin, eksikliğin ya da elinde olanla yetinememenin çaresizliğiyle hoyrat bir yaşantının daha fazla, daha çok, daha da bitmez tükenmez arzu, emel, isteğiyle yanıp kavrulurlar. Dünya hayatını maddi zenginliğiyle cennete çevirenler, ahiret hayatı için kılını kıpırdatmazlar, ahireti hesaba katmaz, adeta hatırlarına bile getirmeyi büyük bir yük olarak değerlendirirler…

Ahiret yurdunu unutan, Ahiret yurdunu hiçe sayan, Sıratı, mizanı, hesap gününü kesinlikle düşünmek dahi istemeyen hatta öyle bir anın geleceğine bile şüphe ile bakan insanları Rabbimiz bahtsız şımarıklar olarak nitelemektedir. O bahtsızlar dünya hayatının şatafatına sevinirler, o şımarık inançsız zümre; Ahiret hayatı için çalışmayı kendilerine zül addederler, o şuursuz, bilinç yoksunu zevat her güzelliğin aynı minvalde süreceği aldanışı ile hani derler ya;*vur patlasın, çal oynasın* aymazlığına kapılırlar. Lakin gerçek olan şudur ki; Ahirete göre  dünya hayatı, sadece geçici az bir güzergah, fani bir meta’dır. Misal verecek olursak, gündüzleyin güneş ne kadar yükselse de gruba yakın yani batış zamanı geldiğinde ufka inip gözden kaybolduğuna göre, aynı şekilde bu dünya hayatı da çabuk ve süratle yok olacaktır. Sabahın nurlu ışıkları, ögle zamanı en parlak hâliyle tepemizde kalmadığı, ikindi vaktindeki batıya kayma, akşam vaktindeki kararma hasıl olduğu gibi dünya hayatının da bir sonu mutlaka gelecektir…Dolayısıyla akıl niğmeti ile donatılan kişinin şımarması şuursuzluk alametidir…

Kardeşlerim, Rabbimiz, bu ayeti kerime ile uyarı, ikaz cümlelerini inançsız, vurdumduymaz, şımarık, ne oldum delisi olup sâlim akılla hareket etmeyenlerin sonunun hüsranla neticeleneceğini beyân ediyor. Bunun yanında; İnanıp kâlbleri imanla yatışan, gönülleri niğmetlerle yumuşayıp tatmin olan, Allahu tealayı devamlı anarak nefisleri sü­kûnet bulan kimseleri güzellikler yurduyla mükafatlandıracağını müjdeliyor. Bir tarafta sonu muzdarip şımarıklar, diğer tarafta kâlpleri sukunet içerisinde iman zenginliğini her şeyin üzerinde gören gönlü geniş insanlar. Rabbimiz gönlü geniş, ruhu temiz, kâlbi güzelliklerle dolu olanlara ebedi saadeti, mutluluğu, hayırlı neticeyi, sevaplarının karşılığı olan üstünlük lütfunu sunarken; Dünyada hiç bir zaman akıl baliğ konumuna gelemeyen şımarıklığın bir milim ötesine geçemeyen, para, mal, altın, gümüş, emlak ve her türlü varlığını putlaştıranları ise  ebedi muzdarip, sonsuz hüsranıyla başbaşa bırakıyor. Adeta seçim sizin isteyen aklı selim hareket etmeyi, isteyen de sonucuna katlanmak şartıyla şımarıklığı tercih eder beyânını peygamberi vasıtasıyla beyan ediyor… Geçmişten ibret alan geleceğe ise ümit ve korku içinde yaklaşanlara selam olsun…

Sermedkadir… 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.