Adı her ne olursa olsun; Lezbiyen, Biseksüel, Homoseksüel, gây, Transgender, Travesti, İnterseks… Hepsi de İslam literatüründe cinsi sapıklık sınıfına girmektedir. Lut aleyhiselam kendi tebliğini sonuna kadar en güzel şekilde yerine getirmiş, lâkin kulağı ağır, gözü kör, ruhu çürümüş, Kâlbi katılaşmış toplumu sıratı müstâkime, yolların en doğrusuna, Allahu teâlanın meşru diye vasıflandırdığı nikahlı, tertemiz bir hayata tutunmalarını, fıtratın dışına çıkmamalarını, ahlâki değerlere riayet etmelerini, azğın bir toplum olmaktan çıkıp, helâl olan bir hayata sarılmalarını istediyse de; aynı şimdiki torunları gibi önüne gelen her türlü nasihati, öğüdü önlerinde büyük bir engel olarak görmüşler ve sonunda; Cenabı hak, sodom ve gomore bölgelerini yerin altını üstüne getirmiş hepside denizin dibini boylamışlardır…Lut aleyhiselam neticede cinsi sapıkların şer, tehdit ve zulmünden Rabbine sığınmıştır…Sahihi Buhari’de bizlere ulaştırılan Hadiste, Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır:**Ümmetimin tamamı affedilmiştir, ancak günahlarını ilan edenler müstesna…**
Allah’ın sınırlarını ihlâl eden kavim bilindiği gibi; Lut kavmidir. Bu kavim kendilerine Lut aleyhiselam, peygamber olarak gönderildiği halde Allahu teâlanın emir ve yasaklarını dinlememiş, Allaha karşı çatışmaya girmekten çekinmemiş, Lut aleyhiselamın; gelin Allah buyursun siz yapın. Hayat programınızı Allah belirlesin. Ben sizin için Allah tarafından gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Tıpkı kendisinden önceki Allahu teâlanın peygamberleri gibi. Hepinizi Allah’a imana ve kulluğa çağırıyorum, Allaha kulluk ile, sözlerime itaat edin, ben sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim âlemlerin Rabbi olan Allaha aittir, zaten hiçbir peygamberin dünya malı ve mülküyle ilgisi yoktur. Onların tek arzusu insanlar Allaha kul olsunlar, emir ve yasaklarına uysunlar ve netice de cennete girsinler. Lut aleyhiselam ne dediyse, ne kadar nasihat ve öğütler verdiyse cinsi sapıklar bütün öğüt, uyarı ve ikazlarını kulak arkası etmişler, yine sapık ilişkilerini devam ettirmişlerdi…Rabbimiz Şuara suresi ayet. 166. da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? doğrusu siz sınırı aşmış sapık bir kavimsiniz…*** Zamanımızdaki cinsi sapıkların ve koruyucularının idrâkine sunulur…
İslam inancında aile kavramı kutsaldır. Kadın ve erkeğin birbirlerine karşı duydukları his, arzu, duygu, ve meyiller Sünnetüllah gereğidir. Aile ya neseb ya da evlilikle bir araya gelmiş, büyük baba, nine, Ana, Baba ve çocuklardan oluşan topluluğu ifade eden bir kavramdır. İslam ailesinin kurulması için ilk şartı mümin bir erkekle mümine bir kadın olması, birbirleriyle sıhriyetin Kur’an’da yasaklananlardan olmaması gerekir. Kur’an’da, anne, baba, kızlar, oğullar, kardeşler, teyzeler ve yeğenlerle evlenmenin haramlığı ile süt kardeşler arasındaki evliliğin yasak olduğu hükme bağlanmıştır. Yine Kur’anı hükme göre hala ve amca ile evlenmek yasaktır. İslâm’ın getirdiği hükümler, iki kız kardeş ve hanımın yeğenini bir arada nikâhlamayı yasakladığı gibi, hanımın vefatından sonra bunların nikâhlanabileceğini de mümkün kılmıştır. Hala ve amca çocuklarının evlenmeleri ise helâl kılınmıştır. Çocukların eşleri ile kayın valide, üvey anne ve üvey baba ile ve evli kadınlarla evlenmek haramdır. Aile kurumunu İlk defa Adem Aleyhiselam ile Havva validemizin nikah bağıyla kurduğu bilinen bir gerçektir. İslam dinine uygun olmayan birliktelikler zina hükmündedir…Bu sayılan hususlar Allahu teâlanın aile yapısında muhkem sınırlarıdır…
Kardeşlerim, ne yazık ki; zamanımızda ar, namus, iffet, edeb, ahlâk gibi kavramlar yerli yerinde muhafaza edilmekten korkulur hâle geldi. Her koyun kendi bacağından asılır, namus bekçisimisin ne karışıyorsun yollu edepsizlikler toplum nezdinde yayğın hâle geldi. Hoşgörü o kadar gelişti ki; domuz karakterliler şeref ve namustan bahseder hâle geldi, hâliyle namus kavramı da ayaklar altına alınıp sokağa düştü. Kendi ayağından asılan *koyun leşi* bütün şehre koku yaydı. Bazı parti liderleri oy kayğısıyla cinsi sapıklara yandaş oldu, fahri üye kaydedildi. Unutulmasın aynı gemideyiz, gemi batınca günahkâr, mazlum ayırdımı yapılmıyor. Allaha isyan edilen yerde itaat edenlere dinci gözüyle bakılırsa bunun karşılığı dinsizliktir. Müslümana belki dindâr denilebilir ama dinci tabiri kullanılamaz. Kuranı kerimde Allahın lâneti aileyi bozanlara karşı ifade edilmiştir. Rabbimiz Kasas suresi ayet. 42. de mealen şöyle buyurmaktadır: ***Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır…***Rabbim, cümlemizi ibret alanlardan eylesin…
Sermedkadir…