TAHAMMÜL…

TAHAMMÜL… Almış olduğumuz EĞİTİM ve öğrenim, içinde bulunduğumuz SOSYAL statü, ömrümüzü harcadığımız MESLEKİ birikim, ferdi olarak yürüttüğümüz KÜLTÜREL donanım, DİNİ inanışımız, İDEOLOJİK yapımız, içinde yaşadığımız ÇEVRESEL etkenler, Teşkilat, Cemaat, Cemiyet, Parti, toplumsal faaliyet sahamız ve buna benzer birçok sebepler neticesinde belli bir FİKRİ YAPI, düşünce, vicdani ve mantıki yönden farklılıklarımız saymakla bitmez. Okuduğumuz Gazete, Elimizdeki KİTAP, Sosyal medya hesaplarımızdaki paylaşımlar, Seyrettiğimiz televizyon kanalı… gibi iletişim araçları tanınmamızda BELİRLEYİCİ ROL oynayan araçlardır diyebiliriz. Her şeye rağmen kendimizi DIŞ dünya’dan saklamayı becerip, tamamiyle KETUM bir hâl ve davranış içinde olduğumuzu düşünsek te; *AYİNESİ İŞ’TİR KİŞİ’NİN LAFA BAKILMAZ* özdeyişiyle şekillenen dışa yansıyan taraflarımız bizim DÜNYA görüşümüzü aşikâr edici mahiyettedir diye inanıyorum. İşte tam burada türlü, çeşitli FİKİR erbabının birbirlerine karşı fikir, görüş ve düşünce farkına karşı TAHAMMÜL gündeme gelmektedir. TAHAMMÜL, Sabır kavramıyla yakından ilgili bir terim’dir. Hoşumuza gitsin gitmesin elimizden geldiği kadar birbirimize mülayemetle hareket etmek, itidâli elden bırakmamak asıldır…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

TAHAMMÜL… Tabiidir ki; HERKES bizim gibi düşünme zorunda değildir. Olaylara ve İnsanlara karşı TAHAMMÜL her türlü sözlü eza ve cefaya dayanıklılıktır. TAHAMMÜL kırmadan, dökmeden, bozmadan ISLAH etme, çalışma âmeliyesidir. TAHAMMÜL haklı olduğunu  bile bile muhatabına ifade edeceği son kelimesine kadar FIRSAT verme meziyetidir. TAHAMMÜL son söyiyeceği sözü ilk çırpıda haykırıp toplum içinde ROL kapma gayretkeşliği değildir. TAHAMMÜL almış olduğu eğitim, kültür ve birikim niğmetini yerinde ve ZAMANINDA kullanma kararlılığıdır. TAHAMMÜL her canlının hele bu canlı yaratılmışların EN ÜSTÜNÜ İNSAN ise her türlü tazime, hürmete, sayğıya lâyık olduğu bilinciyle yaklaşıp, sonuçta yine en uygun tarz’da yanından ayrılmayı beraberinde gerektirir…TAHAMMÜL bozgunculuk ve fesat ortamında HAK VE HAKİKATTEN kaçmamaktır. TAHAMMÜL mutlak doğru olan Ayet ve Sünneti seniyyenin her an müdafaa ve İTAATLA benimseme taktiğidir… Tahammül Cesur gibi görünen cahilleri dinleyip, hakkı, doğruyu ve gerçeği yerli yerinde ifade etme özellik ve güzelliğidir…Sallu…

 

TAHAMMÜL… Önümüze hangi MESELE gelirse gelsin bizler öncelikle Kur’anı Kerime ve Hadisi şeriflere bakarız. TAHAMMÜL ETME âmeliyesi genelde SABIR sınırlarının zorlandığı an’larda devreye giren bir ÂHLAKİ  ve EDEBİ muamele biçimidir. İslam literatüründe daha çok TASAVVUFİ yönü ağır basan KÂMİL İNSAN özelliğine vurgu yapılsa da SOSYAL ilişkilerimizde her bireyin HER AN karşılaşacağımız sözlü ya da fiili imtihanlarımızdan birisidir TAHAMMÜL. Örneğin O kadar ACI SÖZ kümesine karşı göstereceğimiz TAVIR bazan GÜLÜP GEÇMEK bazan kaşlarımızın çatıldığına engel olamama bazan da hiç arzu etmesekte muhatabımızı aynı ifadelerle RENCİDE etme yönünü seçme girişimidir. TAHAMMÜL her şeye rağmen sabretmeyi, İtidâli elden bırakmadan TEVEKKÜL etmeyi, FAZİLETİN susma ve SUKUNET içinde gelen fırtınayı geçiştirme tavırlarında olduğunu hesap edebilirsek bu konuda başarı oranımız yükselebilir. Tirmizi’nin bizlere ulaştırdığı Hadis mealen şöyledir: **İnsanların ARASINA KARIŞIP eziyetlerine sabreden müslüman, insanların arasına karışmayıp, onların eziyetlerine sabretmeyen müslümandan daha hayırlıdır…**Rabbim her yerde ve her zaman TAHAMMÜL gücümüzü GENİŞ eylesin…Sallu…

 

TAHAMMÜL… Kardeşlerim, HAK olana doğruya, gerçeğe teslimiyet gösterilirse yapılan âmel değer ifade eder. TAHAMMÜL azim, sebat ve sabırla doğru bilineni ifade uğraşıdır. TAHAMMÜL Emek, çaba ve gayretle Allahu Tealanın dinini en güzel şekilde öğrenme ve yaşama âmeliyesidir. Sözlü ya da fiili sataşma nereden gelirse gelsin, EŞ DEĞERDE karşılık vermek yerine *SUKUNETİ MUHAFAZA ETME* davranışı tavsiye edilmiştir. Dikkat edilirse SABIR,*İYİ VE KÖTÜ HÂL* arasında fark gözetmeden olayları TAHLİL etmeyi öngörücü bir davranış biçimidir. Başka türlüsü olsa zaten TAHAMMÜL kavramından söz edemeyiz. Hatta SABIR öyle izah edilmiştir ki; muhatabın iğneleyici muamelesine susarak TAHAMMÜL ETME ve sanki SABIR niğmeti SIHHATMİŞ gibi gücenmeden O ANKİ SINAVI cana minnet bilmeyi, sukunetle kabul etmeyi içermektedir. Tabiidir ki; bu hâl herkesin tahammül sınırlarını koruyacağı tavır olmayabilir. TAHAMMÜL sınırı aşıldımı, ipler kopar. Bizler O ipi koparmama gayretini güdelim inşaallah…Rabbimiz Âli İmran Suresi ayet. 134. te mealen şöyle buyurmaktadır: *** O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; ÖFKELERİNİ YUTARLAR ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever…***Rabbim bizleri insanları ISLAH yolunda olumsuzluklara TAHAMMÜL etme gücü versin…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.