TAHAMMÜLSÜZLÜK…

TAHAMMÜLSÜZLÜK… Peygamber efendimizin (sav) Atalar dinini, putperestliği, şirk bataklığını terk ederek İnsanları;İslam dinine çağırdığı tebliğ döneminde davetini kabul etmeyip, şiddetle karşı çıkan Velid bin Muğire aynı zamanda; Kibirli, bencil, son derece ihtiraslı, etkili sözleriyle, din düşmanlığında şiddetli kişiler olan Utbe, Şeybe, Ebu Lehep, Ebu Cehil ve diğer önde gelen kureyş liderlerine akıl hocalığı yapan tahammülsüz bir Putperest idi. Tahammülsüzlükte o kadar ileri gitmiştir ki;“Nasıl olur, benim gibi Kureyş kabilesinin büyüğü ve başkanı dururken bir kenara bırakılayım da Muhammed’e vahiy gelsin! Nasıl olur…’’ diye adeta çıldırmıştı. Cahiliye şiirinde, edebi konuşmada O kadar ileri bir kafir idi ki; hem kendisine taraftar ediniyor, hem de olanca fikri ve bedeni çabalarıyla İslam dinini yok etmeye çalışırken felsefesini şu şekilde dillendiriyordu: Atalarımızın dinine kasteden bu yeni din; evlâdı babadan, kardeşi kardeşten, karıyı kocadan, kişiyi ailesinden ayıran bir büyücü, sihirbaz, şair… nitelemesini yapıyor Peygamber Efendimize (sav) karşı oluşan düşmanlığı körüklüyordu…Müddesir Suresi ayet. 19-23. mealen şöyle:***Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti. Sonra, canı çıkasıca tekrar ölçtü biçti; nasıl ölçtü biçtiyse, Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi…***Evet,Velid bin muğire tahammülsüzlük örneği bir kafir idi…

 

TAHAMMÜLSÜZLÜK… Tahammülsüzlükte, çekememezlikte, hasetlikte, kin ve nefret söylemlerinde, din düşmanlığında… en ileri giden kişiler Peygamber Efendimizin (sav) en yakın akrabaları, O’nu tanıyan, bilen, kırk yaşına kadar en güvenilir addettikleri ve *EL EMİN* diye bildikleri birisiydi. Âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygambere ümmet olmayı reddeden bu tahammülsüz din düşmanları kısa zaman içinde İslam dini ile şereflenmiş bir avuç müslümana hayat hakkı tanımadılar. Peygamber Efendimizin (sav) amcası Ebû Tâlibe üç defa başvuran Kureyş heyetinde Tahammülsüz Velid bin Muğire başı çekmekteydi. Heyettekiler, Peygamber Efendimizi (sav) öldürülmek üzere kendilerine teslim etmesini istediler. Ebû Tâlib bu teklifi şiddetle reddetti ömrü olduğunca yeğenini koruyacağını bildirdi. Nihayetinde; Tahahammülsüz, öfke duvarlarını aşan, şiddete meyilli, merhametsiz, nefret saçan söz fiil ve hareketleri ile Mekke’de dinlerini özgürce yaşayamayan müslümanların Medineye hicret etmesine sebep oldular…Bakara Suresi ayet. 6. mealen şöyle:*** Gerçek şu ki, kâfir olanları azap ile korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler…***

 

TAHAMMÜLSÜZLÜK… İslam düşmanları her kim olursa olsun isterse Peygamber Efendimize (sav) tahammül edemeyen Velid, Utbe, Şeybe, Ebu Lehep, Ebu Cehil…Ya da günümüzdeki örnekleri gibi hemen hepside gurur, kibir adına sınırları zorlamış insanlardı. Anlıyoruz ki kibirlenmek imana en büyük engeldir. Allaha, Allahın dinine, Allahın şanlı Rasulüne karşı Müstekbir davrananlar asla iman edemezler. Her bir küfrün arkasında yatan en büyük sebep kibirdir inancındayız. Kibir, büyüklenmek, ululuk, büyüklük taslamak, böbürlenmek, kendini ulaşılmaz görmek…güzeli, dogruyu, iyi olanı, hakikati göremeyen tahammülsüzlük sebeplerindendir. Kendini başkalarından üstün görüp, onları aşağılamaya, onlara hakaret etmeye yönlendiren amil tahammülsüzlükle neticelenir. Zamanımızda da İslam dinine, müslümanlara tahammülsüzlük bilinen bir gerçektir. Konumunu, makamını, yediğini, içtiğini, giydiğini hor gören zihniyet aynı geçmişteki atalarının tahammülsüzlüğünü günümüze yansıtmaktadır…Kalem Suresi ayet. 11-15. Mealen şöyle:*** Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr, Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,Mal ve oğulları var diye böyle davranır. Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: „Eskilerin masalları“ der…***

 

TAHAMMÜLSÜZLÜK…Kardeşlerim,İslam şeriatı adına, Müslümanlar adına, En büyük tahammülsüzlük kibir illetinden doğmaktadır. Kibir, hakkı kabul etmekten yüz çevirmek, Allaha ibadet etmeyi kendine yakıştırmamaktır. Bilindiği gibi, Allaha karşı kibir göstermek kafirliktir. Çünkü böyle biri, Allaha itaat etmemekte ve O’nun emrini reddetmektedir. Allahın emrini alaylı bir şekilde reddeden kimse kâfir olur. Kibir, şeytaní bir anlayış ve sıfattır. Tahammülsüzlük; Psikolojik bir rahatsızlıktır, Kardeşlik duygularını öldürür. Adaleti yok eder. İnsanlar arasında düşmanlık ve hasımlık duygularını artırır. En önemlisi, Allaha teslimiyetin önünde en büyük engeldir. Tahammülsüz kişiler, Bilinmezlik veya belirsizlik batağı içerisinde kaygı üreten, endişe ve korku pompalayan, saldırganlığa meyili, öfke kontrolünden mahrum olan seviyesiz kişiliğin savunucularıdır. Rabbim bizleri, tahammülsüz kişilerden uzak eylesin… Ebu Davud’un zamanımıza taşıdığı bir hadiste Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır:**Allah bana, alçakgönüllü olmanız, birbirinize karşı büyüklenmemeniz, böylece kimsenin kimseye tecavüz etmemesi, hususlarını bildirdi…**Sallu alâ Rasulina Muhammed…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.