TAHRİF ETMEK…

TAHRİF ETMEK… Yahudi ve Hristiyanlar gündeme geldiğinde; İlahi ayetler olan TEVRAT VE İNCİL’İN bu kavimler tarafından TAHRİFE uğradığını beyân ederiz. *TAHRİF*: manâ olarak, Bir kelimede HARF’LERİN YERİNİ veya BİR HARFİ DEĞİŞTİRME, BOZMA, Bir ibareyi ASIL ANLAMINDAN SAPTIRMA, anlamını değiştirme, İLAHİ KİTAPLAR olan TEVRAT VE İNCİL üzerinde eksiltme ve ÇIKARMA yapma uğraşıdır. Bu tür çalışmaları yapanlarda AYNI DİNE inandığını söyleyen Hristiyan ve Yahudiler olmuştur. İşin garip tarafı bu REZİL GİRİŞİMİN sahipleri DİN ADAMI diye bilinen HAHAM VE RAHİP’LER tarafından yapılmış olmasıdır. İLAHİ KİTAPLARIN metinlerinin bile bile değiştirilmesi O kitapların *MUHARREF* yani TAHRİF edilerek gerçek anlamından uzaklaştırılması olayını ortaya koymuştur. Biz bu hadiselerin oluşumunu Kutsal kitabımız Kur’anı Kerimden öğreniyoruz… Rabbimiz Bakara Suresi ayet. 75. te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Şimdi EY MÜ’MİNLER! onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah’ın KELÂMINI İŞİTİRLER de iyice anladıktan sonra, BİLE BİLE ONU TAHRİF ederlerdi…*** Rabbim bizleri, doğru, TAKVA EHLİ, İHLAS ile ibadet eden Mü’minlerle ebediyyen bir ve beraber eylesin…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

2.  TAHRİF ETMEK… Allahu Tealanın GAZABINI düşünmeyen YAHUDİ VE HRİSTİYAN toplumu; TEVRAT VE İNCİL gibi Allahu Teala tarafından gönderilen AYET’LERİ, gerçek anlâmından çıkarmakta, HARF, KELİME ve cümlelerde ESAS olarak kastedilen manâyı gizleyerek, âyetlere YERSİZ manâlar verip anlamsız İZAH ve te’villerde bulunarak, ASIL metinlerin  AKSİNİ belirten HARF, KELİME ve CÜMLE’DE âyetlerin manalarını değiştirerek BİZZAT ANA METİNLERİ BOZUP değişiklik yapmak sûretiyle İLAHİ AYETLERİ TAHRİF ediyorlardı. İşte EZELİ YAHUDİ TAKTİĞİ dediğimiz olayın bu kadar kadim bir geçmişi vardır. Maalesef yahudi’nin yaptığı bu kitabı TAHRİF İŞİNİ HRİSTİYANLAR’DA devam ettirmişler, Tabir caizse, AYETLERİ YERLERİNDEN SÖKÜP kendi düşünce, FİKİR ve anlayışlarını O BOŞLUKLARA doldurmaya çalışmışlardır… Rabbimiz Bakara Suresi ayet. 79. da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Elleriyle BİR KİTAP YAZIP sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için „BU ALLAH KATINDANDIR“ diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü VAY HÂLİNE ONLARIN! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!***Rabbim bizleri, ESKİ VE MODERN Sahtekâr ve Hilekâr’ların TUZAKLARINDAN muhafaza eylesin…Sallu…

 

3.  TAHRİF ETMEK… Kutsal kitabın ve tabii ki Allahu Tealanın Peygamberi vasıtasıyla göndermiş olduğu bir ŞERİATIN, Dinî bir metnin ASLINI BOZMA VE DEĞİŞTİRME anlamına gelen *TAHRİF* sonucu yapılan araştırmalar TEVRAT’TA, Allahu Teala’nın KELÂMI olarak kabul edilebilecek AZ SAYIDA İBARE ve bölümün bulunduğunu ortaya koymuştur. İLAHİ METİN olma niteliğindeki bu az sayıda ibâre ve bölüme de HAHAM, KÂHİN ve YAHUDİ müfessirleri tarafından SÖZ, HİKAYE, VAAZ, VE TELKİNLER ilâve edilmiştir. Bu bakımdan, ilâvelerin ayıklanarak aslî metnin ortaya çıkarılması oldukça zor hatta İMKANSIZ BİR HÂL almıştır. Yahudi HAHAM VE KÂHİNLER, Tevrat’ın nesilden nesile sağlam bir şekilde intikalini engellemişler, bu ilâhî kitabı okuma imkânını kendi tekellerine almışlar, Musa Aleyhiselama inanan bu toplumun, Allah KELÂMINDAN KOPUK yaşamalarına zemin hazırlamışlardır… Rabbimiz Tevbe Suresi ayet. 34. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey iman edenler! BİLİNİZ Kİ, hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve İNSANLARI Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara ELEM VERİCİ bir azabı müjdele!***Rabbimiz, bu hareketleriyle KÖTÜ BİR ÇIĞIR açan lanetli kavmin olan YAHUDİLERİN şerrinden bizleri muhafaza eylesin…Sallu…

 

4.  TAHRİF ETMEK… Kardeşlerim, Musa aleyhiselam İsrailoğullarına vermiş olduğu tâlimata uymalarını, Allah’ın emir ve yasaklarını gelecek nesillere öğretmelerini, *TEVRAT’A* gönülden sahip çıkmalarını istemiş, onlardan söz almıştı. Fakat onlar, Mûsa aleyhiselamın samimi nasihatini ciddiye almadıkları gibi, TEVRATI muhâfaza ve nesilden nesile devretme görevini de yerine getirmemişlerdir. İsrâiloğulları ta başından beri Allah kelâmı olan TEVRATA daima ilgisiz kalmışlardır. O kadar ki, Musa Aleyhiselamdan yedi yüz yıl sonra Kudüs’teki Süleyman Mâbedinin BAŞ RAHİBİ ile dönemin hükümdarı, kendilerine Allah tarafından *TEVRAT ADINDA BİR KİTABIN* verildiğinden nerede ise HABERİ BİLE yoktu. Daha sonraları yahûdiler arasında bid’at ve cehâlete dayanan uygulamalar ortaya çıkmış İLAHİ METİNLERDE ÇIKARMA VE EKLEME dediğimiz *TAHRİF* gündeme gelmiştir. Yahudi yöntemini bilahare benimseyip, sürdüren AYNI YÖNTEMİ Hristiyan RAHİPLER üslenmiş azim SUÇ’A ORTAK olmuşlardır… Rabbimiz Âli İmran suresi ayet. 71.de. mealen şöyle buyurmaktadır: ***Ey EHLİ KİTAP! Neden doğruyu eğriye KARIŞTIRIYOR VE BİLE BİLE gerçeği gizliyorsunuz?*** Rabbim bizleri, KIYAMETE KADAR MUHAFAZA edeceğini bildirdiği, Kuranı Kerimin NUR’UNDAN ayırmasın… Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.