Tapınak Şövalyeleri ya da daha kapsamlı isimleriyle söyleyecek olursak Süleyman Tapınagı şövalyeleri, aynı Masonlar gibi, Roteryanler ve Lionesler gibi son derece gizli, sırlarla kaplı, tabir caizse kapalı kapılar ardında kurulmuş ve işleyişini Ritüellerini, inanç ve İbadetlerini son derece esrarlı bir şekilde ifa eden bir örgüttür. Tarihe baktığımızda Süleyman Tapınagı Şövalyelerinin Ortaçag döneminde ortaya çıktıgını görürüz. Ortaçag Avrupasının en ilginç, en sırlı ve en esrarlı teşkilatı olan bu örgütün orijinal adı: *Templar kight’tir.*Süleyman Tapınagı şövalyeleri aynı Masonluk teşkilatı gibi hem yogun bir mistik kökene ve bu mistizmden kaynaklanan ritüellere hem de üyelerinin ortak ekonomik çıkarlarına hizmet eden bir oligarşik yapıya sahip olan örgüttür. Tapınak şövalyelerinin kökeninde papa ikinci Urban vardır. Haçlı seferleri’nin başlangıç noktası, 1095 yılının kasım ayında, Papa ikinci Urban’ın başkanlığında ve üç yüz din adamının katılımıyla gerçekleşen Clermont Konseyi ile tapınakçıların temeli atılmıştır…
Bu konseyde o zamana kadar Hıristiyan dünyasında hakim olan barışçı doktrin terk edilmiş, ikinci Urban farklı toplumsal sınıflara mensup bir kalabalık önünde yaptığı konuşma ile, Clermont Konseyi’nin sonunda haçlı seferlerininin temelini attığını ilan etmiştir. Tarihin akışına etki edecek bu çağrı olağanüstü yankı uyandırmış, kısa sürede hem profesyonel savaşçıların hem de on binlerce sıradan insanın katıldığı dev bir *Haçlı Ordusu* oluşturulmuştur.Bazı tarihçiler Doğu’nun zengin kaynaklarını sömürmeyi amaçlayan Hıristiyan kralların Papa’ya böyle bir *kutsal savaş* çağrısı için baskı yaptığını ifade ederler. Kimi tarihçiler ise, Papa ikinci Urban’ın bu girişiminde, kendisine rakip olan bir diğer papa adayını gölgede bırakabilme isteğinin rol oynadığını düşünürler. Papa’nın çağrısına heyecanla tabi olan Avrupalı krallar, prensler, aristokratlar veya diğer insanlar da aslında temelde dünyevi niyetlerle bu savaş çağrısını kabullenmişlerdi…
Temelde İslam düşmanlığı ile dopdolu olan, Haçlı sürülerini oluşturan ve adları tapınak şövalyesi olan bu insanların farklı istekleri vardı örneğin; Fransız şövalyeleri daha fazla toprak umuyor, İtalyan tacirleri doğu Avrupa limanlarında ticareti büyütmeyi hayal ederken, çok sayıdaki yoksul insan da, sadece gündelik sıkıntı ve zorluklarından kaçabilmek için bu seferlere katılmışlardı. Nitekim bu aç gözlü kitle, yol boyunca pek çok Müslümanı -ve hatta Yahudiyi- sırf “altın ve mücevher bulma” hayaliyle öldürdü. Hatta Haçlılar, öldürdükleri insanların karınlarını deşerek, *ölmeden önce yuttuklarına* inandıkları altın ve değerli taşları araştırıyorlardı. Tapınakçıların maddi hırsı o kadar büyüktü ki o zamanki doğu Roma’nın en gözde şehri olan Konstantinopolisi yani İstanbulu dahi yağmalamaktan çekinmemişler, Ayasofya’daki Hıristiyan fresklerinin altın kaplamalarını sökmüşlerdi. Nasılki Irakı işgal etmeden önce, Birleşik devletlerin başkanı Bucsh un, Haçlı seferlerini başlattık ifadelerinden sonra bir kaç gün içinde Irak merkez bankasındaki altınları ve Bagdat Kütüphanelerini boşalttıgı gibi…
Kardeşlerim, tarihin kaydettiği en zalim teşkilatlardan birisi olan Tapınak şövalyeleri birliği eski düşmanlıklarından en ufak bir ödün vermeden zulmünü masum insanlar üzerinde özellikle Müslüman katlederek devam etmektedirler. Dedelerinin dedelerinin dedeleri ne yaptıysa misliyle fazlasınıa ant içen bu haçlı sürüleri günümüzde barbarlığın zirvesini görmüşlerdir. Dedeleri, yol boyunca pek çok yeri yakıp, yıktıktan, pek çok Müslümanı kılıçtan geçirdikten sonra 1099 yılında Kudüs’e vardılar. Yaklaşık 5 hafta süren uzun bir kuşatmanın ardından şehrin düşmesiyle kente girdiler. Bir tarihçinin ifadesiyle, *Buldukları tüm müslümanları öldürmüşlerdir. Kudüs’e giren Haçlılar karşılaştıkları herkesi akla hayale gelmez işkencelerle öldürdüler, kılıçtan geçirdiler; buldukları herşeyi yağmaladılar. Camilere sığınan masum insanları çoluk çocuk, genç yaşlı demeden katlettiler, eşine az rastlanır bu barbarlık şehirde öldürecek kimse kalmayıncaya kadar devam etti…Günümüzde de, birleşmiş milletler teşkilatı ve bütün dünya seyrederken halâ katliam devam ediyor…Yahudi ve Hristiyanlardan dostluk bekleyen yanılır…
Sermedkadir…