ASALA Ermeni terör örğütü iri devlet tarafından ortadan kaldırılınca yerine PKK silahlı örgütü kurdurulmuş, bilahare FETÖ örgütü yedekte hazır bekletilmiştir. Her devletin buna benzer bir baş belâsı mevcuttur. O yüzden konumuzu tarihi anarşizm üzerinden değerlendirmeye tabî tutacağız. Terör, anarşi, devrimcilik mantığı anlayış olarak çok eski bir tarihi olmasına karşın maddî ve felsefî ilkelerini 1789. Fransız ihtilaliyle birlikte bulmuştur. Kropotkin’in *toplumun üyeleri arasındaki ortak anlaşma ile yürütüleceğini* söylediği saf anarşizmin ütopik rüyası, yani arzu edilmesine rağmen gerçekleşmesi imkansız olan tasarı ve düşüncesinden, Fransa ve İngiltere’de oldukça güçlü olan anarşist sendikacılar etkilemiştir. Onlar devrimci sendikayı hem bir mücadele orğanı, hem de anarşist sistemin üzerine kurulacağı bir temel olarak görüyorlardı. Bakunin’le birlikte eylemci ve suikastçi bir yola giren anarşizm günümüzde aşırı sol çevresinde öbeklenen küçük ve gizli gruplar arasında faaliyet alanı bulmaktadır. Kuvvete başvurulmadan kapitalizmin yıkılamayacağını anlayan terörist, anarşist ve devrimciler, İhtilâli ana hedef olarak seçmişlerdir. 1968’de patlak veren öğrenci olayları tipik anarşist hareketler şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu hareketlerde teröristler; sosyalist, komünist, anarşist eğilimleri amaç’ları için kullanmışlardır. (Bakınız.68.Kuşağı)
Anarşi, hangi şekilde olursa olsun otorite ve düzenin gereksiz olduğunu ileri süren siyasî doktrin veya akım’dır diye tarif edebiliriz…Esas itibariyle anarşizm, Devlet erkine düşmanlık şeklinde ortaya çıkmış İse de, örgütlü sosyal ve dini otoriteye karşı olmasıyla da İlgi çekmiştir.Anarşi insan hayatında iş birliği ve karşılıklı yardımlaşmanın imkân dahilinde olduğunu savunarak zorla İş birliğine yahut harici zorlama tehdidine cephe almıştır. Anarşiz, terör genelde devlet karşısında bir görüş olarak kabul edilir. Örnegin, Bireyci anarşi, maddî araçların mülkiyetini herkese dağıtmayı amaç edinirken, komunist anarşizm, mülkiyetin gönüllü gruplarca yönetilmesini savunan bir yapıyı sahiplenir. Başlıca İki düstur, kaide, usül üzerinde duran anarşi, toplumun yönetime ihtiyacı olmadığını ve hiç bir yönetimin gerçekten ve bireylerin rızası alınmadıkça meşru olamayacağını savunan isyankâr bir tutum izler. Bilhassa yirminci yüzyılın başından itibaren anarşi ve terör olaylarını ya komşu ülkeler ya da en güçlü ülkeler yemek, içmesi, giyim kuşamı, ve silah tedariki yönünden finanse etmişlerdir…
Terör ve anarşi anarşizm kavramı bilhassa on sekizinci yüz yılda daha fazla konuşulmaya başlamınmıştır. Örneğin bu dönemde İlk ciddî anarşistler hükümetsiz bir toplum kurma düşüncesinde olan Proudhon gibi Fransız sendikacı teorisyenlerdi. Proudhon, devletin özel sektörden fazla güvenilecek tarafı olmadığını, mülkiyetin hırsızlık olduğunu, insanlığın ancak devlet tekel’inin ya da istibdadının ve kapitalizmin sona erdirileceği gün özgürlüğe kavuşacağını savunmuştur. Bununla birlikte anarşizm bir çok siyasî tavrı, doktrini, öğretiyi içinde barındırmıştır. Bunun tipik örneği, sonunda devletin eriyip gideceğini savunan *marksizm’dir.*Teorik olarak anarşizm, özgürlüğün mutlak olduğu ve hiç kimsenin özgürce razı olmadıkça hiç bir otoriteye boyun eğmeye mecbur edilemeyeceği yolundaki ahlakî varsayıma dayanan bir İdeoloji’dir diyebiliriz. Bu arada geçen 300. yıllık zaman zarfında fazla bir değişiklik olmadığına şahid oluyoruz ne yazık ki…Rabbim bizleri terör, anarşi ve bozğunculuk sınıfında değil ıslah edenler safında olanlardan eylesin….
Kardeşlerim…Terör ve anarşinin temel düşüncesi doğrudan demokrasi fikri ile sanayi birimlerinde doğrudan katılım fikrinin sıkı bir işbirliğini sergileyen yapısı vardır. Terör ve anarşi, ferdi sınırlayan bütün güçlerin ortadan kaldırılmasını savunur. Bütün *yabancılaşma* biçimlerine karşı çıkar. Dinlerin bütün uygulamalarının baskıcı olduğunu, genel seçimler yoluyla bile olsa, siyasî otoritenin devlet tiran’lığına yol açacağını,toplumsal kurumlara süreklilik sağlayan kuralların insanları köleleştireceğini söyleyen bir ideolojik yapı’dır. Günümüzde, on dokuzuncu yüz yıl sonlarındaki eli bombalı anarşist görüntüsü, kelimenin felsefi anlamına ağırlık veren ülkelerde kaybolmuştur. Fakat Türkiye gibi batılı kavramları geriden takip etmekle yetinen ülkelerde terörist, anarşist ve devrimcilik terimleri bir siyasî düşünce sansürünün aleti, aracı, durumunda olmaktan ileri gidememiştir…Terör, anarşi ve devrim niteliğindeki yıkıcı unsurlar her nereden gelirse gelsin reddediyoruz…
Sermedkadir…