Tevhid

Rabbimiz Fatır Suresi ayet.3.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey insanlar. Allahın size olan nimetini hatırlayın; Allahtan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı ? O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl oluyor da (tevhidden küfre) çevriliyorsunuz…*** Kardeşlerim, denilmiştirki; Dört kitabın mânası ve bütün ilimlerin özü “Lâ ilâhe illallah”dır. Yani: Allah’tan başka ilah yoktur. O, herşeyi ile tektir, birdir. Bütün mülk O’nundur, yaratan ve yaşatan O’dur. Her şey O’nun varlığına ve birliğine delildir, ibâdet ancak O’na lâyıktır.Bütün kâinât “Lâ ilâhe illallah” hakikatını ispat için yaratılmıştır. Dünyadaki kulluk bu tevhidle başlar ve onunla biter. İşin başında da sonunda da tevhid gerekir.Yani; dine girerken de, dünyadan giderken de insandan istenen tek şey “lâ ilâhe illallah” tevhididir. Her mükellefin bu tevhidi ve onun ilmini yeterince öğrenmesi farzdır. Gerçek tevhid ve kulluk akılla değil, vahiyle öğrenilir. Tevhidin hakikatına ihlas ve edeble ulaşılır.Bunun için bize ilâhî vahyi getiren Peygamberlere iman edip tâbi olmamız gerekmektedir. İnsanlığa son peygamber gelmiştir ve artık yahudi-hıristiyan, müşrik, putperest, dinli-dinsiz bütün insanlar onu tanıyıp kendisine tâbi olmakla mükelleftirler. Rabbimiz bizlere tevhidi anlamayı ve kendine hakkıyla kul olmayı nasib etsin.

2. Cenabı hak Neml suresi ayet.59-60.ta mealen şöyle buyurmaktadır: *** (Resûlüm!) De ki: Hamd olsun Allaha, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı daha hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı ? (Onlar mı hayırlı) yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? O suyla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah’tan başka bir tanrı mı var ! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur…*** Kardeşlerim, Bütün insanlar ve cinler Allahın varlıgını, birligini yani tevhidi anlamak için var edilmiştir. “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât/56) âyeti, kulluktan önce imanı ve tevhidi istemektedir. Çünkü kulluğun temeli Allahu Teâlâ’yı tanımaktır. Bütün Peygamberler tevhidi târif ve tâlim için gönderilmiştir.Bütün ilimlerin hedefi Allahın birligine ulaştırma ve Allahın rızasınaq kavuşma arzusu içindir. İnsana verilen kalbin vazifesi Yüce Yaratıcıyı tanımak ve sevmektir. Göz, kulak, dil, akıl, vicdan ve diğer azalar, melekeler de bunun için insana verilmiştir. Onun için bütün kalbimizle diyoruzki: Lâ ilâhe illallah. Bu söz ve iman ile Allahu Teâlâ’nın varlığı, birliği ve ibâdete lâyık tek ilah olduğu tasdik edilmiş olur. Muhammedür-Rasûlullah. Bu söz ve iman ile de Hz. Muhammed’in (A.S.) Allah’ın son peygamberi olduğu kabul edilmiş ve Allah’a kulluk için O’nun tebliğ ettiği dine girilmiş olur.Allahım bizleri bu imanda devamlı olanlardan eyle.

3. Cenabı Hak, İsra suresi ayet.111.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Çocuk edinmeyen, hakimiyette ortağı bulunmayan, âcizlikten ötürü bir dosta da ihtiyacı olmayan Allaha hamdederim de ve tekbir getirerek O’nun şanını yücelt…*** Kardeşlerim, Bu iman öyle bir nurdur ki, kalbe atıldığı zaman içindeki bütün küfrü ve şirki tertemiz eder. O öyle bir ilâhî şuurdur ki, ondan kalbinde zerre kadar bulunduran kimse imanla gider ve sonuçta Cennet’e girer.Bu iman, kalbin hassas bir hissi ve Yüce Rabbine karşı gizli bir sevgisidir. Onun azı da çoktur ve değerinin dünyada dengi yoktur. Evet imanın zerresi, dünyanın bütününden daha kıymetli ve daha hayırlıdır. Namaz, oruç, zekat ve hac gibi temel farz ibâdetleri yapan bir müslümanın, ayrıca dinin helal kıldıklarını helal, haram kıldıklarını haram kabul etmesi farzdır. Cennet’e götüren iman budur. Asıl olan Allah’ın birliğine iman etmektir. Bütün mesele âhirette ebedî kurtuluşa vesile olacak bu iman dâiresine girmek ve Allahu Teâlâ’yı tanımanın lezzetini tatmaktır.Demek ki, bütün amellerin esası olan “ihlas” ve hepsinin hedefi olan “tevhid”, kalbin bu derece ilâhî muhabbet ve iman sevgisi ile dolmasından sonra hâsıl olmaktadır. Bu muhabbetin meyvesi inanıyoruzki hakkıyla kulluktur.Cenabı hak bizlere şurlu bir şekilde tevhid anlayışı ve kavrayışı versin. Sıratı müstakimden ayırmasın…

4. Rabbimiz Neml suresi ayet.62.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** (Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah’tan başka bir tanrı mı var ! Ne kadar da kıt düşünüyorsunuz…*** Kardeşlerim, Büyük islam alimi, İmam Rabbâni diyorki: * Kalbin Allah’tan gayri her şeyi unutacak derecede zikir içinde kaybolması, ancak Ehl-i Sünnet akidesi üzere hak mezheplerin hükümleriyle amel etmek suretiyle elde edilir. Bu, peşine düşülecek en büyük hedeftir. Cenâb-ı Hakk ile sukûn bulup selîm hale gelen kalb sahipleri, eşyaya nazar ettiklerinde onları değil, yaratanı hatırlarlar ve varlıklar ile perdelenmezler. Ne kadar düşünseler, bizzat eşyaya âit bir vücud ve ünvan akıllarına getiremezler.Her şeyde ilâhî tecellileri müşahede ederler,görürler. Kişi sevdiği ile berâberdir hadisi gereğince Allahı seven müminler de hep O’nunla beraberdirler. Onlar nerede olurlarsa olsunlar Hakk’tan ve hakikatten kopmazlar.* Tirmizinin rivayet ettigi hadiste Peygamber efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Kim Allahtan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammedin de Onun Resûlü olduğuna şehadet ederse, Allah ona ateşi haram eder…(Ubâde. ra) *** Allahım bizlere seni ve rasuluni sevenleri sevdir. Bizleri müminlerle yoldaş eyle. Bizleri ehli sünnet çizgisinden kopmayan müminler sınıfına dahil eyle…

Sermedkadir

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.