ÜZEYİR  ALEYHİSELAM…

ÜZEYİR  ALEYHİSELAM… Hakkında  verilen bilgilere bakılacak olursa; ÜZEYİR Aleyhiselam, Milattan önce 465 – 424. Yılları arasında yaşamıştır. Arapça’ya Üzeyir olarak geçen isminin İbrânice aslı EZRA olarak bildirilen, manâ olarak *Yardım ya da Allahu Tealanın yardımı* ifadesiyle ÜZEYİR Aleyhiselamın, Kitabı Mukaddes’te, adını taşıyan bir bölüm bulunmaktadır. ÜZEYİR Aleyhiselam Tahrif edilmiş olan Tevratın bu bölümlerinde; kâhin yazıcı, Rabbin emirlerinin ve sözlerinin yazıcısı olarak ta­nıtılmaktadır. İsrailoğullarının, Babil esareti sırasında kaybolan Tevrat, esaretten kurtulmalarından sonra, yeniden toparlayıp bugünkü şekline yakın bir halde tedvin etmesi ve şeriatlerini ihya etmesi bakımından Yahudiler ve Hristiyanlar, ÜZEYİR Aleyhiselama büyük bir kudsiyet atfetmişlerdir. Bu AŞIRI SAYGI yüzünden onların bir kıs­mı, âyette geçtiği gibi, onu *Allahın oglu* kabul etme sapıklığına düşmüşlerdir…Rabbimiz Tevbe Suresi ayet. 30. da mealen şöyle buyurmaktadır:***Yahudiler, Üzeyir Allah’ın oğludur, dediler.Hıristiyanlar da,Mesîh İSA Allah’ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. Sözlerini daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin. Nasıl da HAKTAN BATILA döndürülüyorlar…***

 

2.  ÜZEYİR  ALEYHİSELAM… Kur’anı kerimde ismi geçen Peygamberlerden birisi de ÜZEYİR Aleyhiselamdır. İbn Abbas’dan gelen bir rivayete göre, önceleri Tevrat’a bağlı kalan İsrâiloğulları, zamanla ondan uzaklaşmışlar ve bunun neticesinde ilâhî bir ceza olarak Tevrat kendilerine unutturulmuştur. Tevrat’ın muhafaza edildiği *AHİD SANDIĞI*da ellerinden alınmıştır. Buna çok üzülen ÜZEYİR Aleyhiselam, kendisine Tevratı yeniden öğretmesi için Allah’a yalvarmış, sonunda bu duası ka­bul edilerek Tevrat onun hafızasına yerleştirilmiştir. Tevrat’ı kavmine öğretince onların nezdinde büyük itibar kazanmış ve kendisine *Allahın oğlu* demeye başlamışlardır. Bu sebepten dolayı; Yahudi ve Hıristiyanların putçu ve sapıklık sebeplerinden birisi de budur. Bunlar daha önce inkâr edenlerin sözlerine, önceki kâfirlerin asılsız iddialarının benzeridir. Önceki kâfirleri taklit ederek hakkında hiç bir bilgileri, hiç bir delilleri olmadan ağızlarından geveledikleri bir sözden başka bir şey değildir bu. Mesnetsiz, hüccetsiz mücerret bir iddiadır. Kendilerinden önceki kâfirler de aynı şeyleri söylemişlerdi…

 

3.  ÜZEYİR  ALEYHİSELAM… Yahudiler ve Hıristiyanlar arasında, ÜZEYİR Aleyhiselamın Tevratı yeniden ortaya koyduğu hakkında yaygın bir kanâat vardır. Kitabı Mu­kaddesle ilgili ilmî tenkid faaliyetini sürdüren bâzı araştırmacı­lar da, bu kanâati desteklemişlerdir. Tevratın temel metninin yazımı ve ilânının, ÜZEYİR Aleyhiselam tarafından yapıldığını kabul etmiştir. Bu önemli görev, tabiatıyla onun Ehli kitap nezdinde mevki­ini yükseltmiştir. İslâmın zuhuru sıra­sındaki yahudilerin ÜZEYİR Aleyhiselamın Allah’ın oğlu olduğuna inandıklarını kesin bir ifâde ile haber vermektedir. Ancak bu görüşün, bütün Yahudilerin inancı olmaktan ziyâde, Peygambe­r Efendimiz ile (sav) görüşürken bunu; gündeme getiren Medine yahudilerine âit bir görüş olduğu ifâde edilmektedir. Müfessisrlerimiz yalnızca Arabistan’da yaşamakta olan yahudilerin böyle bir inanca sahip olduklarını kabul eder­ler. İmam Taberî, bu âyetin tefsirinde, Peygamber Efendimize (sav) gelen Medineli birkaç yahudinin,*Sen bizim kıblemizi terketmişken ve yine Üzeyir’in Allah’ın oğlu olduğuna inanmazken, biz nasıl sana uyabiliriz..?* dediğini nakleder. Yemenli yahudilerin ise Üzeyir Aleyhiselamın, Mesih olduğuna inandıkları zikredilmektedir…

 

4.  ÜZEYİR  ALEYHİSELAM… Kardeşlerim, İslam inancında her kim olursa olsun; Allahu Tealanın sıfatlarını Allahtan başkasına kesinlikle verilmediğini görüyoruz. Peygamber, Veli kullar, Alimler, idareciler, siyasiler…her kim olursa olsun Allahu Tealanın makamına çıkarılamaz, putlaştırılamaz. Daha önceleri kâfirler, *VAHDETİ VÜCUD* denen Allahu Teala ile insanın birleşimi teorisini ortaya atmışlardı. İşte Yahudi ve Hıristiyanların bu iddiaları da bu sapık felsefi akıma dayanmaktadır. Veya PANTEİZM adı altında daha önceleri ortaya atılmış sapık bir felsefi akımın etkisi altında kalarak yaratılan varlıkla, Allahu tealanın aynı olduğunu iddia etmişlerdir. Tüm varlıkların başlangıçta bir bütün iken sonradan Allah’tan koparak meydana geldiklerini iddia etmişlerdir. Evet işte böyle daha önceleri Eski Mısır’da, Hindistan’da, Eski Yunan’da, Roma’da Allah bilgisinden uzak bir takım filozofların ortaya attıkları Taoizm, Budizm, Brahmanizm gibi felsefi ekol’lerin temelini teşkil eden SAPIK düşüncelerinden etkilenerek Yahudi ve Hıristiyanlar bu tür sapıklıklara düşmüşlerdir…Rabbim bizleri Kur’anı Kerim ve Sünneti seniyye nurundan ayırmasın… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.