UNUTKANLIK…

UNUTKANLIK… NİSYÂN, Arapça bir kelime olup *UNUTMA* anlamındadır. Nisyân yani unutma: HATIRLAMA VE EZBER’İN ZIDDI’DIR. Unutkanlık genç  yaşlı  hemen  hepimizde öyle  veya  böyle  kendini  gösteren  bir  durumdur. Tabir  caizse YEDİ’DEN YETMİŞ’E hepimizin problemi, meselesi  ve gündelik sorun’umuzdur. YOĞUN STRES, ZİHİNSEL YORĞUNLUK, gibi faktörler unutkanlığa neden olabilir. İsimleri, telefon numaralarını, eşyalarımızın yerini, söz verdiğimiz halde arkadaşımızı aramayı, alış verişe çıkarken alacaklarımızı unuttuğumuzda *BUGÜNLERDE ÇOK UNUTKAN OLDUN* deriz. Bu durum bazen sorulan soruları tekrarlama, yolları, mekan’ları karıştırma, çalışma  hayatımızda  verimliliğin düşmesi, çevreye ve MERAKLI olduğumuz  her şeye  karşı ilgide azalma ile de kendini gösterebilir hususlardır. UNUTKANLIK, Yeni bir çabayı gerektirecek şekilde bir şeyin kâlp’ten ve BELLEK’TEN kaybolması veya insanın, ya düşünce zayıflığından veya ĞAFLET ve kasıt’tan dolayı kendisine EMANET bırakılan bir şeyi unutuluncaya kadar terk edip anmaması, İHMAL edilmesi beşeri bir hadise diyebiliriz. NİSYAN dediğimiz unutkanlık  hadisesi bir BEŞER olmasından  dolayı; Peygamber efendimiz’de de(sav) gerçekleşmiştir. Kütübi  sitte’deki kayıtlı bir hadis mealen  şöyledir: ** Ben de sizin gibi bir beşerim, sizler gibi ben de unuturum…** Rabbim AKIL sağlığımızı bizlere bağışlasın…Sallu…

 

 

2.  UNUTKANLIK… Genellikle HATIRLAMA GÜCÜNÜN BİR ZAAFI olarak meselelere önem vermemekten ve biyolojik YIPRANMA’DAN dolayı meydana gelen hata ve unutkanlığın, biyolojik izahı şöyle yapılmaktadır: İnsan organizmasının en önemli bölümünü teşkil eden BEYNİMİZ, 18 yaşına kadar gelişimini tamamlamaktadır. Bu yaşta beyin, yaklaşık olarak 10 – 11 milyar sinir hücresine sahip olup tabiatın en MÜKEMMEL ve en KARMAŞIK yapısı halinde kafa tasımız içinde yerleşik bir halde bulunmaktadır. Bu yaştan sonra, beyin ihtiyarlamaya tabir caiz ise, ESKİMEYE başlar. İnsandaki düşünme kabiliyetini sağlayan ve insanın çevresine uyumunu temin eden beyin hücreleri, bir daha yerine gelmemek üzere giderek EKSİLMEYE başlar. İnsan zekâsı, 20 yaşını geçtiğinde 16; 80 yaşını geçtiğinde ise 12 yaş düzeyine inmektedir. Örneğin, İslâm hukuku kişideki FITRAT kanunlarını göz önüne alarak 70. yaş’tan sonrasını *ATEH* yani BUNAMA YAŞI olarak kabul etmektedir. ATEH, kişide meydana gelen AKLIN BOZULMASINI, HÂFIZANIN ZAYIFLAMASINI anlatan bir AFET’TİR. Rabbimiz Bakara Suresi ayet.106.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Biz bir âyetten her neyi nesheder veya UNUTTURURSAK, ondan daha hayırlısını yahut MİSLİNİ getiririz. Bilmez misin ki, Allah her şeye kâdirdir…*** Rabbim AKIL NİĞMETİNİ elimizden almaz inşaallah…Sallu…

 

 

3.  UNUTKANLIK… Şurası bir gerçektir ki; Unutkanlığa MÂRUZ KALMAK, insanın problemlerinden, ZAYIFLIK VE ACİZLİK yönlerinden birisidir. Kur’anı Kerim, birçok âyette UNUTKANLIĞI dile getirmektedir. Hatırlamanın, insanın bilimsel ve pratik hayatında da önemi vardır; dinî açıdan da kendisi için büyük FAYDA sağlamaktadır. İnsanın sürekli olarak Allah Tealayı, Allahın yüceliğini, hayatta kendisine verdiği SAYISIZ NİĞMETLERİ, âhireti, hesap gününü, onu bekleyen sevap ve ceza’yı hatırlaması, insan için mutlak  surette çok önemlidir. Çünkü bu hatırlama, onu TAKVÂ’YA VE SALİH ÂMELLERDE bulunmaya ve üstün ahlâka SEVK edecektir. O halde hatırlama, hem DÜNYA hem de ÂHİRET hayatında İNSANA hayırların gerçekleşmesi için yararlıdır. Kur’ân-ı Kerim, birçok âyetinde Allah’ı, O’nun yaratıklardaki âyetlerini, peygamberlerin getirdikleri delilleri ve hidâyeti, müjdeledikleri ve korkuttukları şeyleri HATIRLAMAYA TEŞVİK etmektedir. Örneğin bazı ayet’lerde *…HATIRLAMAZ, ÖĞÜT ALMAZMISINIZ…* ya da *…UMULUR Kİ HATIRLARLAR ÖĞÜT ALIRLAR…*  veya, *…SAĞDUYU SAHİPLERİNİN HATIRLAMASI İÇİN…* bir başka ayette ise; *…SADECE SAĞDUYU SAHİPLERİ HATIRLARLAR…* ifadeleri çokça tekrarlanmaktadır. Hatırlamanın, insan hayatında büyük önemi vardır. Rabbim bizlere KUL’LUK bilincini UNUTTURMASIN…Sallu…

 

4.  UNUTKANLIK… Kardeşlerim, Kur’anı Kerimde geçtiği şekilde NİSYAN yani UNUTKANLIK, sıradan bir unutma değil; daha çok, İHMÂL ve UMURSAMAZLIĞIN SONUCU olan yarı kasıtlı bir unutmadır. Bunun için Kur’anı Kerim, Allah Celle şanuhu’yu unutan insanın Allah tarafından unutulacağını açıklar. Nisyanın karşıtı ve nisyan’dan kurtulmanın yolu ZİKİR’dir ki, o da hatırda tutmak için *ANMAK* demektir. Allah’ı unutmamanın yolu da, Allahu Tealayı zikir, yani anmak, KUR’AN OKUMAK, NAMAZ KILMAK, TEFEKKÜR ETMEK, gibi hususlardır. İnsanın hayat basamaklarındaki başarısını büyük oranda engelleyen unutkanlığa misal verecek olursak; Normal Anlamda Unutkanlık: Bu tür unutkanlık, hayat tecrübesi esnasında kazanılan bilgilerle ilgili olandır. Genellikle öğrenilen YENİ BİLGİLER, eski bilgilerin ZİHİN’DEN ÇIKMASINA sebep olduğundan, bu tür unutkanlıklar meydana gelmektedir. Önemsememek Anlamında Unutkanlık: Bu tür unutkanlık, zihnin bazı etkilerin tesirinde kalması veya bünyenin BİYOLOJİK BAKIMDAN ZAYIFLIĞI gibi bazı nedenlerden kaynaklanmaktadır. Cenabı hak Secde  suresi  ayet.14.te mealen şöyle buyurmaktadır:*** O gün onlara şöyle diyeceğiz: Bu güne kavuşmayı UNUTMANIN CEZA’SINI şimdi tadın bakalım… Doğrusu biz de sizi UNUTTUK; yaptıklarınızdan ötürü EBEDİ AZABI tadın…*** Rabbim AKIL SAĞLIĞIMIZI elimizden almaz inşaallah…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.