Muhterem Müslümanlar.
Cenabı Hak tekvir suresi Ayet 10.ile 20.arasında mealen şöyle buyuruyor:*** Defterler açılıp yayıldıgı, gök parçalandıgı, Alevli ateş yani cehennem kızdırıldıgı, ve cennet yaklaştırıldıgı zaman, her nefis ne hazırlamışsa onu bilir, yemin ederim sönen yıldızlara, dolaşıp, yuvasına giren gezegenlere, karanlıga arka verdigi zaman geceye, agardıgı zaman sabaha. Ki bu Kuran, Allahın katında KERİM olan bir elçinin getirdigi kelamdır. O elçi Arşın sahibi Allahın katında güçlü ve itibarlıdır…***
VAHİY. Vahyin degeri bizim için anlatılamayacak kadar kıymetlidir. Vahiy: Gizli konuşma, işaret etme, emretme, ilham etme, ima etme, fısıldama, mektup yazma, elçi gönderme, acele etme, seslenme. Yüce Allah’ın vasıtasız olarak veya değişik vasıtalarla emirlerini Peygamberlerine bildirmesi anlamında bir Kurani terimdir vahiy….
Vahiy gökler aleminden bir davettir. Vahiy en güzel hitaplardan bir hitaptır. Vahiy insanoglu için Cenabı hakkın büyük bir lütfudur. Peygamberlik davası vahiyle başlar. Rasul ve Nebileri diger insanlardan ayıran en büyük özelliklerden birisi hiç şüphesiz VAHİY almalarıdır. Bu yüzdendir ki Vahiy alan Peygamberlere RESUL denir. Yani günümüz türkçesiyle Elçi, haberci, Allahın emir ve yasaklarını vahiy yoluyla taşıyanlar ulaştıranlar.
Onlar Allahın emir ve yasaklarını ne eksik ne fazla oldugu gibi insanlara teblig etmişlerdir. Onlar Emanet ehli idiler. Onlar Allahın en sadık ve dogru kulları idi. Onlar İnsanların en akıllısı ve en zekisi idi. Onlar İsmet sıfatı ile sıfatlanmış insanlardı günah işlemezlerdi. Allah onlardan razı idi ve Onlarda Allahtan razı…
Peygamber Efendimize (sav) Hira magarasında gelen Cibrili Emin vahyi ulaştıran bir Melekti. Hepimizin devamlı duydugu ve okudugu gibi Yeryüzünde Tevhid mücadelesi Hz. Adem Aleyhiselamla başlamıştır. Vahiy hitap ettigi kavmin Bilgi, kültür, medeniyet ve sosyal durumuna göre ameli yönde degişik hükümleri ihtiva etmekteydi içermekteydi, içinde saklamaktaydı…
Vahiy Allahın Peygamberleri aracılıgıyla insanlara ulaştırdıgı bir emirdir. İnsanları egrilikten dogrultmak, degişik degişik yollara sapmaktan sakındırmak ve dogruyu, güzeli, iyiyi, meşru olanı insanlıga duyurmanın Nimet bakımından en güzel kelamlar, sözler bütünüdür vahiy…
İnsan oglu Tarihin belli dönemlerinde yoldan çıktıkça, azdıkça, nefsine uyupta şeytanın kulu kölesi ve şeytanın bedelsiz askeri olmaya heveslendikçe, Allaha İsyan bayragını açtıkça, karanlık yolların en zifiri olanına kaydıkça, İnsanoglu kötü huylarının esiri oldukça sadece bir tek kurtuluş yolu kalıyordu geriye Vahiy… Zaten bu yüzdendir ki hep bir hikmete , hep bir yenilemeye, hep bir düzeltmeye inmiştir vahiy. Allaha hamdu senalar olsun…
Şu hususu zikredelim ki; Vahyin karşısında Her asırda, her çagda ve her zaman diliminde Vahiy düşmanlarının kendinden öncekiler gibi aynı çürük temele dayandıklarını görüyoruz. Ellerinde ve dillerinde sadece bir kaç unsur vardır. Bunları bayraklaştırırlar mesela şimdikilerin Laikligi bayraklaşrtırdıkları gibi. Halkı şuur altından etkilemeye çalışırlar…
Ve zaman içerisinde İsyankar emellerine alet ettikleri egitim ve ögretimleri sayesinde halkı da aynı inandıkları unsurların bedava kölesi haline getirirler ve o pota içerisinde eritmeye çalışırlar. Gün gelir yücelttikleri unsurları yine kendi menfaatları ugruna çignemekten asla çekinmezler. Tabiidirki Vahiy gibi baglayıcı bir tarafı yoktur inançlarının. Bu gün yapar yarın bozarlar…
Peki ya bizler Evet biz Allaha teslim olanlar yani Müslümanlar olarak ne durumdayız ? Allahın Vahyini nasıl anlamalı ve nasıl yaşamalıyız ? Allahın mutlak dogruları olan Vahiy tabiidirki en ufak bir sapmaya meydan vermez. Vahiy bizlerin hayatını çepeçevre tamamen kuşatmıyorsa edebimizi, ahlakımızı, terbiyemizi, hayatımızın her türlü akışını Vahiy gerçeklerine göre düzenleyemiyorsak mutlaka geriye bakıp bir daha durumumuzu gözden geçirmemiz icap etmektedir…
Hayatımızın akışını Vahye göre şekillendirelim. Vahyin ışıgı altından ayrılmayalım ve o Nurun uzagında bulunmayalım. İnanıyorumki Cenabı Rabbul alemiyn bizler samimi olarak neyi candan talep edersek bizlere onu verecektir, bagışlayacaktır. Müslümanım diyenler vahye baglı kaldıkça hiç bir zaman mahzun olmayacaklardır inşaallah…
Vahyi bizlere en güzel şekilde açıklayan, izah eden Peygamber Efendimizde (sav) her sözüyle, hareketiyle, duruşuyla, bakışıyla, her türlü tavırlarıyla; Ashabı kiramın arasındaki her türlü yaşantısıyla daima örnegimiz, önderimiz ve Nasihatçimiz olmuştur.
Bir Hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** Ey Ashabım, hiç bir Peygamber Ümmeti içinde ebedi olarak yaşamadı. Biliniz ki, ben de Rabbime kavuşacagım. Muhakkak ki siz de Rabbinize kavuşacaksınız. Dünya da hiç kimse kalmaz. Her şey Allahın iradesine baglıdır. Allahın takdir buyurdugu zaman ne öne alınır, ne de o zamandan kaçılır. Sizinle buluşacagımız yer, Kevser Havzının başıdır. Her kim benimle Kevser Havzı kenarında buluşmak isterse elini ve dilini korusun, günahlardan sakınsın…**
SERMEDKADİR