VESİLE…Kardeşlerim Biz müminiz yani İNANAN insanlarız. Rabbimiz bizleri bizi yalnız iman ile sever deyip de ciddiyetsiz davranma hakkına sahip degiliz. Haramlara yaklaşmamaya ğayret eder Allah’dan korkarız. Kendimizi kötü ahlâktan ve çirkin amelden sakınır ve mümkün olduğu kadar korumaya ğayret ederiz. Hatta yalnız korkmak ve sakınmakla da kalmayarak, cuzi irademizi sarfedip gerekli sebeplere de teşebbüs ederek Allahın emirlerini yerine getirir ve yasaklarındanda uzak durmaya çalışırız. Allah’a yaklaşmak için daima en güzel VESİLE’LERE tutunmaya bakarız. Yaşadıgımız her zaman diliminden, her fırsattan istifade ile kendi gönlümüz ve isteğimizle FARZLAR ve vacipler dışında güzel güzel işler, Allah’ın rızasına uygun ameller yaparak kendimizi Allaha , Onun istediği gibi bir KUL olma yolunda her güzelligi üzerimizde görmek isteriz. Sıratı Müstakim’den ayrılmamaya azimle bağlanırız. Rabbim bu çabalarımızı indinde kabul eylesin…
VESİLE’LERE TUTUNMAK GEREK…Rabbimiz Maide suresi ayet.35.te mealen şöyle buyurmaktadır:*** Ey îman edenler Allah’tan korkun; Sizi O’na yaklaştıracak vesile arayın ve O’nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz…*** Vesile: araç, vasıta, sebep gibi anlamlara gelen vesîle ıstılahta yani dinî bir kavram olarak, Allah’a yaklaşmak veya bir dileğin kabul edilmesini ya da bir musibetin defedilmesini sağlamak amacıyla dua esnasında Allah’ın güzel isimlerinden veya yüce sıfatlarından birini, işlediği güzel bir ameli veya yaşamakta olan salih bir insanın duasını vasıta kılmak demektir. Kardeşlerim, yaşadığımız çağda bir yandan fikir akımlarının etkisi, diğer yandan İslâmî konularda giderek artan eğitim eksikliği, son derece yüzeysel bazı eleştirilerin zamanla yanlış bir şekilde kemikleşmesine sebep oluyor. İtikadi sahaya dair mevzular da bu yanlıştan nasibini alıyor. Tevessül meselesinde de ifrat ve tefrit konumuna şahid oluyoruz ne yazıkki. Rabbim bizleri hakkıyla kendisine TESLİM olan kulları zümresinden eylesin…
VESİLE YAKINLIK SAĞLAMAKTIR…Peygamber Efendimiz Tirmizi’de bizlere ulaştırılan hadisinde mealen şöyle buyuruyor:**Allahtan vesîle isteyin!“Dediler ki: „Ey Allahın Resûlü, vesîle nedir?““O, cennette öyle bir makamdır ki, ona ancak tek bir adam ulaşacaktır. O adamın ben olmasını umarım…**Ebû Hureyre (ra)… Kardeşlerim, VESİLE konusunda sahih hadislere baktıgımızda, “cennette yüksek bir derecenin,bir makamın Peygamber efendimize (sav) verilecek şefaatin adı oldugunuda görürüz.” (Buharî, Müslim)Vesile ile aynı kökten türemiş olan tevessül de aynı manadadır. Son devrin İslâm alimlerinden Ebu Bekir Câbir Cezâirî, “Akîdetü’l-Mü’min” adlı eserinde vesieyi şöyle tarif ediyor: “Allah Tealâ’ya yaklaşmak, huzurunda manevi itibar ve derece bulmak yahut bir faydanın elde edilip zararın defedilmesiyle ihtiyacı gidermek için salih bir amel veya salih bir zatla Cenab-ı Hakk’a yakınlık sağlamaktır. Sıkıntılarımız sonucunda isteklerimizi, dileklerimizi yalnız Rabbimizden Taleb ediyoruz..Sen her şeylere kadirsin Allahım…
VESİLE DUA VE NİYAZ’DIR… Rivayet edildiğine göre Hazreti Ali efendimizin annesi Fatıma bint Esed vefat ettiğinde Rasulullah (sav) bizzat kabre indi. Kabir hayatının rahat ve hoş olması için kabrin köşelerini genişletir gibi işaret buyurdu. Affedilmesi için Allah’a yalvardı ve duasını şu cümlelerle bitirdi: * Ya Rabbi, peygamberinin ve benden önceki peygamberlerinin hakkı için annem Fatıma bint Esed’i affet, onu kelimei şehadet üzere sabit tut ve kendisine kabir rahatlığı ver. Çünkü sen merhametlilerin en merhametlisisin…* (Ebu Nuaym, Hilye) Kardeşlerim, Bu rivayettede görüldüğü gibi Peygamber efendimiz (s.a.v.), hem kendisiyle, hem de kendisinden önceki peygamberlerle tevessül edip, elinde büyüdüğü için “annemden sonra annem” buyurduğu Hz. Fatıma b. Esed r.a. için Allah Tealâ’ya dua etmiştir. Kendisi tevessül eden Peygamber efendimiz (sav) biz müslümanların da Allah Tealâ’ya yönelmesine vesile olmuştur. Zira o, dünya ve ahirette huzur bulmamıza, Rabbimizi tanımamıza, O’na yaklaşmamıza sebep kılınmıştır. Rabbim bizleri Kuranı kerim ve sünneti seniyye nurundan ayırmasın…