YABANCILAŞMA EĞİLİMİ…

YABANCILAŞMA EĞİLİMİ… Samimi olarak kendi memleketinin sevdalısı olan bir şahsın değişmeyen ideali, ülküsü, sevdası; kendi insanına, toprağına, milli değerlerine, kültürel birikimine, Örf, adet ve ananesine, Milli birliğine, Vahdet şuuruna sahip olması arzuladığımız güzelliklerin başında gelir. Vahiy, Akıl ve ilmin ışığında tefekkür ettiğimizde yine aynı sonuca varmamız aşırılığa varmamak kaydıyla bilinen bir hakikatin tezahürüdür. Vatan sevgisini, Memleket hasretini, Bayrak özlemini Ezan sesinin Allahın büyüklüğünü haykıran özgüveni anlamadan yukarıdaki ifadeleri kabullenmek belki de aynı havayı soluyan başkalarına anlatılan manâyı ifade etmeyebilir lâkin ömrünün 50. küsur yılını uzak diyarlarda geçiren birisi için bizi BİZ yapan değerler manzumesi hiç bir kıyas kabul etmeyecek kadar farklı unsurlardır. Beşeri ihtirasların kişiyi değişik ülke insanına bağlaması olayı ancak kendi ülkesine, insanına YABANCI birey olmayı aşılayacaktır ki; Böyle bir kopuştan Allaha sığınırız…ASİMİLE olmuş bir toplum bireyi kendi benliğine yabancılaşmış, kaybedilmiş bir birey olarak karşımıza çıkacaktır. Nüfusu giderek azalan batı toplumlarının milli politikası diğer toplumları eğiterek içlerinde ERİTME çabası üzerine yoğunlaşmaktadır unutmayalım… 

 

2.  YABANCILAŞMA EĞİLİMİ... Zamanımızda karma bir toplum, birbirine karışmış değer yargıları, diğer toplumlarla iç içe geçmiş kültür anlayışı bazan bir toplum üyesini başka ülkelerinin önce ÖZENTİ olarak sonra da her şeyi ile benimsediği sıkıntılı bir yaşayışı gündeme taşıyabiliyor. Bu durum, günümüz insanının yüz yüze kaldığı önemli problemlerden birisi olarak kendine dahi yabancılaşma eğilimine girmektedir. Yabancılaşmanın, insanın taşımış olduğu güncel zihniyeti, değer anlayışı, gerçeklik anlayışı, hayat tarzı, dünya görüşü ile yakından ilişkili olduğu görülmektedir. İnsanın; fıtrat üzere yaşamadan, tevhid düşüncesiyle bütünleşmeden ve üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmeden bu köklü problemden kurtulabileceğini söylemek gayet zordur. Günümüzde toplum biçimleri hızlı bir şekilde değişmekte, Dünyamız  adeta iletişim araçlarının da katkısıyla gözümüz önüne serilmekte, Multi kültürel diye ifade ettiğimiz karma toplum yapıları YABANCILAŞMA eğilimini artırmaktadır… AİT olduğumuz toplum değerlerine sahip çıkmak, Aile bütünlüğümüz başta, ülke insanımızın da yararına olacaktır inşaallah…

 

3.  YABANCILAŞMA EĞİLİMİ… Yaşadığımız ortam, baskın fikri temayüller, konuşulan dilin daha fazla taraftar bulması yabancılaşma eğilimini giderek körüklemektedir. Kişinin var oluşu ve hayatı anlamlandırması, yaşantı biçimi, büyük ölçüde inancı ve inanç değerleriyle yakından ilgilidir. Elbette çevresel faktörler, dil, kültür ve medeniyet havzası da kişiyi etkileyen önemli unsurlar arasındadır. Kişi âdeta yaşadığı çevrenin çocuğudur. O çevreden gıdalanır, oranın havası suyu kadar değerleriyle de beslenir. İNSAN hayatını her yönüyle etkileyen din, tarih boyunca kimliğin en belirleyici unsularından biri olmuştur. Bilim ve teknolojinin oldukça ilerlediği, kültürler ve medeniyetler arası ilişkilerin zirveye çıktığı bir dünyada, bireyin farklı kültürlerden ve yaşam tarzlarından etkilenmesi kaçınılmazdır. Günümüzde çok yoğun bir biçimde değişik kültürlerin ezici etkisine maruz kalan, ancak kendi dinî ve kültürel değerleriyle var olma çabasında bulunan toplumlar âdeta bir kimlik bunalımı yaşamaktadırlar.Yeni yaşama modelleri bizleri yabancılaşma eğilimi kapsamına taşıyan unsurlardır… Hızlı değişim süreci kaygılarımızı artıran etkenlerin başında gelmektedir. Rabbim sonumuzu hayırlı eylesin…

 

4.  YABANCILAŞMA EĞİLİMİ… Kardeşlerim, belki kuruntu olarak görülebilir ama; İnsanımızın 200. yıllık yakın geçmişinde mevcut gidişata bakıp kendi değerleri ekseninde kurumlarını kendi inancı doğrultusunda yenileyemediği için Batı modeline yönelen anlayış, doğal olarak sadece Batı’nın bilgi ve teknolojisinden değil, değerlerinden de etkilenmiştir. Bu etkilenme bir yönüyle çağın yeniliklerinden istifade etme imkânı sağlarken, diğer yönüyle de kendi kültür ve medeniyet anlayışıyla bir çatışmanın habercisi olmuştur. Çünkü ithal unsurları olduğu gibi almak, toplum bünyesinde rahatsızlıklara neden olmuştur. Kendi değerlerimizle yoğurmadan, dini, geleneği ve kültürel mirası göz ardı ederek yapılan her alıntı, yabancılaşmayı ve sonunda kimlik bunalımını beraberinde getirmiştir. Dış unsurların her türlü hayat tarzından kısmen ya da tamamen etkilendiğimiz unutulmamalı, kendi toplumumuza olan AİDİYETİMİZ göz ardı edilmemelidir. Arzumuz O’dur ki hiç bir toplumun kültürel yapısı içinde ASİMİLE olmayalım, kendi değerlerimizi başka toplumlara peşkeş çekmeyelim, ECNEBİ toplumların eğiterek, arzuları doğrultusunda içlerinde ERİMEYELİM…Sallu alâ Rasulina Muhammed…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.