Yardımlaşma

Rabbimiz Bakara suresi ayet.264.te mealen şöyle buyurulmaktadır: *** Ey iman edenler! Sadakalarınızı; insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah’a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kayanın hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince, üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır. Onlar, yaptıkları şeylerden hiç bir sevap kazanamazlar. Allah, kâfirler topluluğuna hidâyet etmez…*** Kardeşlerim, Yardımlaşma, toplum hâlinde yaşamanın doğal bir sonucudur. Hem başkaları ile yaşamak, hem yardıma ihtiyaç duymamak imkânsızdır. Bunun için İslâmiyet yardımlaşmayı, bütün maddî ve mânevî hayatımızı kapsayacak şekilde en geniş sınırları ile ele almış ve dinî-ahlâkî bir görev olarak ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerîm’in pek çok âyetinde bu konuya temas edilerek, müslümanlar yardımlaşmaya teşvik edilmiştir. Peygamber de sayısız hadislerinde maddî ve mânevî yardımın insan hayatındaki önemini dile getirmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s); „Veren el alan elden üstündür“ buyurmuştur…Cenabı hak bizleri yardım etmekten geri bırakmasın. Elindeki nimetleri ihtiyaç içindekilerle paylaşmayı nasip eylesin…Amin.

2.Cenabı HakMaide suresi ayet.2.de mealen şöyle buyurmaktadır: ***İyilikte ve kötülükten sakınmakta birbirinizle yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın…*** Kardeşlerim, Kur’an-ı Kerîm’den öğrendiğimiz her bir gerçeği, her birimiz günlük hayatımızda da görmekteyiz. İnsanlık tarihi boyunca olduğu gibi bugün de hiçbir toplumda, ortak bir hayat ve geleceği paylaşan insanlar aynı düzeyde değildir. Zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini, erkeği kadını, imkanları bol olanı, fakirlik ve zaruret içerisinde kıvrananı… ile insan toplulukları her zaman birbirlerine muhtaçtırlar. Pek çok ve değişik konuda zengin fakire, güçlü zayıfa başvurmak zorunda kalmaktadır. Hiç bir zengin, „Benim kimseye ihtiyacım yoktur“ diyemez. Çünkü servetini çalıştırdığı insanların gücü ile kazanır; „Benim param var, kimi istersem çalıştırırım“ demesi bu gerçeği değiştirmez. Zira, kimi çalıştırıyorsa ona muhtaç oluyor demektir. Ne tarafa bakarsak bakalım bütün sosyal ilişkilerde böyle durumlarda karşılaşırız. Bütün insanların ister istemez bir başkasının gücüne, parasına, fikrine muhtaç olduğunu görürüz. kadın erkeğe, genç ihtiyara, yay oka muhtaç. Kısacası insanlar birbirine muhtaçtır demişlerdir. Peygamber efendimiz (sav): **Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa hiç bir iyiliği hor görme…**buyurmaktadır. Cenabı hak bizleri birbirlerini anlıyan ve yardımlaşanlardan eylesin…

3. Rabbimiz Hadid suresi ayet.18.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Sadaka vererek iyilik eden erkekler ve kadınlar, bir de Allah’a gönül hoşluğu ile ödünç verenler yok mu, Allah onların mükafatını kat kat verecektir. Onlar için çok şerefli bir karşılık vardır…*** Kardeşlerim, Şükürler olsunki Müslümanlarher konuda hiç bir şekilde darda kalmayacak kadar bilgi sahibi edilmişlerdir. Kuran ve Sünneti seniyye bizleri aklımıza gelen ve gelmeyen her konuda bilinçlendirmiştir. Örnegin Rabbimiz Kuranı kerimde Müslümanların, yardım edilen değil yardım eden kişi olmalarının daha iyi olduğunu bildirmiştir. Sıkıntı ve darlık zamanlarında müslüman kardeşlerinden yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca çalışıp kazanmaya, alan değil veren kişiler olmaya bakacaklar. Böylece toplumda bir fazilet yarışı başlayacaktır. Yardım anlayışının özünde fedâkârlık vardır. Maldan sevgiye kadar her şeyin bir başkasına verilmesi söz konusudur. Bu verme işi bazan, zekât ve fitrede olduğu gibi mecbûri olsa da, çoğu zaman tamamen isteğe bağlıdır. Yine zekât belli bir miktarda alındığı halde sadakanın sınırı yoktur; dileyen dilediği kadar verir. Böylece müslümanlar arasında en geniş mânâda yardımlaşma yapılır. Cenabı hak her zaman veren el olmamızı nasip eylesin. Amin.

4. Allah Teâlâ,Zuhruf suresi ayet.32.de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Rabbinin rahmetini onlar mı bölüyorlar? Dünya hayatında insanların geçimlerini aralarında dağıtan biziz. Birini diğerine iş gördürmesi için kimini kiminden zengin kıldık. Rabbinin rahmeti onların topladıkları yığınlardan hayırlıdır…*** Kardeşlerim, Müslümanların karşılıklı olarak birbirlerine yardımda bulunmaları. İslâmiyet’ten önce de sonra da hiç bir din ve fikir sistemi onun kadar bu konuya eğilmemiş, yardım anlayışı ve bu anlayışın uygulanışını bu kadar geniş boyutlara ulaştıramamıştır. Hiçbir iyilikte bulunamayan bir müslüman, eli ve dili ile başkalarına zarar vermemesi bile iyilik (sadaka) sayılmıştır.Yardım yapmakla yoksullar korunmuş olur. Onların maddi ihtiyaçlarının giderilmesi ile fenalık yapmaları önlenir. Çünkü fakirlik ve açlık, zayıf karakterli insanları çoğu zaman kötülüğe sürükler; hırsızlık yaptırır; haksızlığa iter.Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar. Yardım yapılarak topluma kazandırılan kişiler kin, hased, düşmanlık gibi kötü duygulardan kurtulur; zenginlerin mallarında gözü olmaz. Çünkü onların, fakirin hakkını verdiklerini, dinin emirlerine uyarak en geniş ölçüde yardım ellerini çevrelerindeki insanlara uzattıklarını bilirler. Cenabı hak bizleri dinine sımsıkı sarılanlardan eylesin…

Sermedkadir

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.