Bazı hasta ruhlu kişiler vardır ki; çok akıllı, çok zeki olsalar da şeytani refleksle bir türlü meşru çizgiyi yani sıratı müstâkim denilen dosdoğru yolu bir türlü bulamazlar. Örneğin bir alevi dedesi diyor ki; Biz aleviler her şeyi sorgularız, her konuda kılı kırk yararız, bizim açımızdan eleştiriye tabii tutulmayacak hiç bir nesne yoktur. Biz Allahı dahi sorgulayan, eleştiren bir fikri yapıya sahibiz. Ali haydar dede yazmış olduğu kitabında o kadar ileri gidiyor ki; usül, metod, kaide, kanun, yasa ne varsa çiğneyip geçiyor. Yolsuzluğu yol edinen birisi için yıkılacak set, engel, duvar kalmadığından dolayı hayvan hürriyeti, başıboşluk özgürlüğü, bohem zihniyeti, iblis yöntemleri artık akla gelen gelmeyen her ne varsa mübah sınıfına dahil oluyor. Şeytani zekâ kendisini her nereye götürürse önünü sonunu düşünmeden Firavun’un denize daldığı gibi koyver gitsin edebiyatına sarılıp yolsuzluğu yol, fikirsizliği fikir, İblis’in akıl yürütme tâktiklerini can simidi zannediyor. Dünya ve ahiretini de böylece mahvediyor…
Yolsuzluğun, sınırsız hürriyetin, hiç bir kayıt tanımazlığın, kanun, nizam, yasa, kaide, kural bilmezliğin en belirğin örnek zat’larından birisi Ömer hayyam’dır. Ömer hayyam için kurulu düzen adına ne varsa bozulmalı, nizam uygulayan her kim varsa en kısa yoldan yok edilmeli, idareci, yönetici, vali, halife, alim, ulema her kim kendi yolsuzluğuna engel teşkil edici barikat kuruyorsa hayat hakkı tanınmamalıdır. Hatta uzun bir şiirinde Allaha, yaratıcıya kafa tutan, Cenabı hakkı sorgulayan, Kur’an, sünneti seniyye ve İslami kuralları toptan reddeden, yolsuzluğu öğütlediği ilkeleri bayraklaştırmıştır. Rabbimize karşı savaş ideolojileri başlatıp, Aile mefhumunu yok sayan, Adem aleyhiselamdan itibaren var olan Nikah olayını bitirdiğini ifade edip, her şeyin insalığın *ortak* malı olduğu varsayımıyla paylaşım sınırsızlığını yayan, İbadet adına yapılanları külliyen bitirdiğini ifade eden Hasan Sabbah ta, *Hacerül esvedi* yerinden söküp İrana getirip, 30. yıl kendi kâbesine yerleştirmiş azılı bir yolsuzluk örneğidir…
Yolsuzluğa, yol bulma çabasındaki kafir zihniyetlilerden birisi de, Nemrut’tur. O kadar azğınlaşmış bir dünya belâlısı idi ki; Dünya da ne varsa kendi şahsının büyüklüğü karşısında değersiz gördü. Kendi dünya cennetini kurmak ta dahil, şeytani zekasıyla yapacağı her ne varsa ortaya koyup arşı âlaya uzanan binâ’lar, kale’ler yapma yarışına, ilahlık sevdasına düştü ve bir küçücü sinek ile Rabbimizin gazabına uğradı. Meşru olanın karşısına çıkanlar yolsuzluk yolunun rekâbetiyle Adem aleyhiselamdan itibaren itiraz kültürünün öncüleridir. İlk cinayeti işleyen Kâbil yolsuzluğunun çığırını şeytani fikirleriyle işlerken, 950. sene Allahu teâlanın emir ve yasaklarını duyurmaya çalışan Nuh aleyhiselamı akıl sağlığından yoksun sayanlar, alay edenler, deli diye dalgasını geçenler, sığınacak dağ bulamayınca dalgaların arasında cehennemi zümera’ya yuvarlandılar. Kadınları bırakıp erkeklerle sapkın ilişkilerini sürdüren yolsuzluk şebekesi, Sodom ve Gomore’de esfeli safilinin dibini boylamışlardır…
Kardeşlerim, Kur’anı kerimde, Rabbimizin bizlere beyân buyurduğu kıssalar, hikayeler doğruyu, güzel olanı iyiye yönelik hidayet örneklerini sunmakta, akıl niğmetini verdiği ve en şerefli olarak yarattığı eşrefi mahlukât olan insan oğluna cuzi iradesi ile yolların en doğrusunu sıratı müstâkimi aramayı öğütlemekte, yolsuzluğu meslek edinenleri ise Salih aleyhiselamın, Hud aleyhiselamın kavminde olduğu gibi helâk ettğini bildirmektedir. Ölçü ve tartı’da şeytani yolu tercih edenler, Şuayib Aleyhiselamın kavminin gazaba uğramasıyla sınırlı değildir. Hileli yollara sapanlar mutlaka ilahi iradenin huzurunda hesaba çekileceklerdir. Yolsuzluk, hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma, parasına güvenerek öne geçme yüzsüzlüğü, Adem Aleyhiselamdan günümüze kadar yüz kızartıcı suçlar kategorisini teşkil eden yolsuzluklardır. Rüşveti alanı himaye edenler, kamu malına el uzatanı koruyup kollayanlar, şeytanın avukatlığını yapanlar yolsuzluk, haram yiyicilik suçunun ortaklarıdır…
Sermedkadir…