Muhterem Müslümanlar.
Bu günkü Hutbemiz Zamanı dogru kullanma bilinci üzerine olacaktır inşaallah. Zaman Allah’ın insana bahşettiği en büyük nimetlerden biri olup, önemli olan bu nimetin kadrini bilmek suretiyle değerlendirmektir. Zamanı değerlendirmek onu ölçülü ve bilinçli kullanmakla olur. Bunun yolu da zamanı iş, ibadet ve istirahat saatlerine bölerek bir disiplin dahilinde zaman kavramına riayet etmekten geçer..
Rabbimiz az önce okumaya gayret ettigimiz Casiye suresi ayet. 24.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** “Dediler ki: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.” Bu hususta onların bir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanda bulunuyorlar…***
Öncelikle; Zamanı dogru kullanmak ve zamana riayet etmek için plan ve program yapmamız zorunludur. Şurasını çok iyi bilmemiz gerekirki: müslümanın boş vakti ve boşa harcayacak zamanı yoktur düsturuna öncelikle inanmamız icap eder. Hele burada Almanya daki vardiyalı iş şartları da hayatımızın bir parçası olunca bu konuda işimiz iyice zorlaşmaktadır.
Çünkü bu zor şartlar altında Rızık temini için öncelikle işimizi en ufak bir aksaklıga meydan vermeden yapmaya gayret sarfedecegiz. Bu konuda dikkat etmez ve üç defa işe geç kalma ya da işe gelmeme durumlarını sıklaştırırsak o iş yerinin bize ihtiyacı olmadıgı nı bize hatırlatır ve kısa zamanda da geregini de yaparlar. İşimize dikkat etmemiz gerektigi gibi aynı zamanda Dinimizi yaşamak, Allaha kullugumuzu da bu zaman dilimi içinde yerine getirmemiz gerekmektedir. Bu konuyu da kesinlikle erteleme hakkına sahip degiliz.
Yaşlanınca ibadetleri artırırız gibi düşüncenin sahibi olmak bizim kitabımızda yazmadıgından bu konuda da taviz veremeyiz. Böyle olunca düşünmeliyiz ki; Ömrümüz, sınırlı ve son lu olduğundan sınırsız ve sonsuz mükafatları kazanabilmenin ve dünya hayatında başarılı olabilmenin yolu zamanı dogru ve verimli kullanmaktan
O zaman programımız şöyle olmalıdır: Çalışma saatlerimiz, İstirahat Saatlerimiz ve İbadet vakitlerimiz bu vakitlerin içinde Dini egitim, ögretim ve her türlü kendi kendimizi hayata hazırlama durumları dahildir. Zamanımızı idareli ve de programlı, planlı kullanırken dikkat edecegimiz şuurlu ve bilinçli hareket tarzımız şudurki: öncelikle Değerlendirilen zamanımızın hesab edilmesi ve sonrada İsraf edilen zamanımızın belirlenmesi. İnşaallah bundan sonrası için hareketlerimiz zamanı, vakitleri ölçülü ve bilinçli kullanmayı beraberinde getirecektir. Yok bu konuya riayet etmezsek işte o zaman Allah korusun kaybedenlerden oluruz. Zaman çok hızlı geçiyor, yaşadıgımız hayatın başka bir yedegi yok. Biz kendi kendimize dikkat etmezsek bize başkaları ancak öylesine bir şeyler söyler ve geçer.
Allah rızası için Zamanı dogru kullanalım, Mescitleri boş bırakmayalım, en azından Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerimizde programları takip edelim şeytanın ve nefsimizin emri altına girmeyelim Allaha kulluk noktasında nerede bir hayırlı hareket görüyorsak orada bulunmaya destek vermeye gayret edelim. İnanıyoruz ki Allahın mescitlerini ancak allaha inananlar ihya eder şenlendirirler boynu bükük bırakmazlar. Dünya ve ahiret saadetimiz yaşadıgımız hayatla birebir orantılıdır ayrıca geçen zamanın da keşke si yok bu noktayı aklımızdan çıkarmayalım. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor. Peygamber efendimiz(sav) mealen şöyle buyurmuşlardır:** Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır…
Pişman olacagımız günler gelmeden safları sıklaştıralım vaaz, nasihat, sohbet ve ders zamanlarımıza Ailemizle beraber katılarak biraz daha dikkat edelim ya ögretici,egitici olalım ya da talebe olup bilmediklerimizi ögrenmeye gayret edelim ve Dinimizi beraberce yaşama çabası içerisinde olalım bahane ve şikayetlerin kuyruguna takılıp gülünç hallere düşmeyelim Allah (cc) şeytana ve şeytanın askerlerine fırsat vermeden bizlere inancımızı yaşama ve yaşatma bilinci ve şuuru verir inşaallah…
SERMEDKADİR