ZINDIK…

ZINDIK… Gözümüzün, gönlümüzün sevdiği, hoşlandığımız, hata ve kusurlarıyla bağrımıza bastığımız, görünce kalbimizi huzurla dolduran insanlar, yaşadığımız hayatı saadetle sürdürmemize VESİLE olan gönül dostlarımız vardır. Bunun karşısında hiç HAZ etmediğimiz, görüntüsünün rahatsızlık verdiği, sesini bile duymaktan bizâr olduğumuz, insanlığın YÜZ KARASI bildiğimiz, Hödük tabiatlı, Zevzek itiyatlı, Nadan ahmaklığında, Ukela çok bilmiş tavırlı, Yalan söylemekte ustalaşmış kösele suratlı, Utanmayı, Ar’lanmayı raf’a kaldırmış kızarmaz simâ’lı, İlmi kendinden menkul nice şahsiyetleri ise tanımakla zaman öldürürüz… İnsanlardaki, Aynı Dini inanç, fikri yapı, düşünce birlikteliği gönlümüzü okşayan MÜSBET meziyetlerdir. Lâkin diğer insanların bizim gibi fikri yapı, inanç ve düşünce de olmasını sağlayacak elimizde özgün bir maharetimiz yok ne yazıkki. Tirmizi’de bizlere ulaştırılan hadis mealen şöyle:**  İnsanlar, ya cehennem kömüründen başka bir şey olmayan ölmüş atalarıyla övünmekten vazgeçerler, ya da Allah katında, burnuyla pislik yuvarlayan böcekten daha âdi bir dereceye düşerler. Allah teâlâ sizlerden kötü dönem kibrini temizledi. Artık kişi, ya günahtan sakınan bir mümindir, ya da azgın bir günahkâr. İnsanların tümü Ademin çocuklarıdır. Adem ise topraktan yaratılmıştır.**

 

2.  ZINDIK…  Söz, fiil ve hareketlerimize ZIT tavır sergileyen kişilere kendimizi frenleyemeyip bazı anlarda; zındık, ukela, zevzek, hödük, yobaz dediğimiz anlar yaşamadık desek yanlış olur… Bu sayılanların içinde manâ olarak en ağırı *ZINDIK* ibaresidir. Allahu Tealaya ve âhiret gününe inanmayan, dinsiz, münkir, inkârcı, mülhid ifadelerini karşılayan bu terim; İslâmi ıstılahta, başta Kur’anı Kerîm ve Hadisi Şerifler olmak üzere AHİRETE, kıyamet gününe yani öldükten sonra dirilmeye inanmayanlar hakkında kullanılan ZINDIK ifadesi, Müslümanlıktan sonra ortaya çıkmıştır. Müslümanlığın ilk dönemlerinde, İslâm’dan önceki inançlarını sürdürenlere *ZINDIK* denilmiştir. ZINDIK sözü daha genel manada İslâm dininden olmayan, şeriata bağlı bulunmayanlar hakkında kullanılmıştır. İKİ İLAH inancına sahip olan kişiye de ZINDIK denir. Rabbimiz En’am Suresi ayet. 120. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir…*** Rabbim iki yüzlü insanlardan bizleri uzak eylesin…

 

3.  ZINDIK… Firavun, Musa Aleyhiselamın karşısında çoğunluğu temsil ediyordu. Ekseriyet Firavun’un yanındaydı, Musa aleyhiselam yalnız ve kimsesizdi. İktidar, güç, kuvvet Firavunun elindeydi. Rabbimiz Musa aleyhiselama yardım etti, kuvvet ve güç verdi, Allaha inanmayan, ZINDIK, sapkın Firavuna üstün geldi. İnanıyoruz ki; Hakikat, çoğunluğun yolu değildir. Yol ekseriyetin yolu değil, Allahu Tealanın yoludur. Zındıklar İslâm’ın ilk asırlarında İKİ İLAH esasını benimseyen dinlere inanmışlardır. Fikir ve inanç bakımından zındıklar tekfir esasına dayanır. Zındıklıkla itham edilmeyi gerektiren sebeplerin tesbiti konusunda değişik izahlar olsa da; Esas olarak zındıklıkta küfrü gerektiren inanç, İslâm’ın herhangi bir şartını inkâr etmeleridir. Amentüye yani İMAN esaslarına inanmış olan bir MÜ’MİN Allahın izniyle ZINDIĞIN ileri süreceği her türlü fikirleri boşa çıkaracaktır… Çünkü, zındık ÇÜRÜK dala tutunmuştur ve mutlaka tutunduğu ÇÜRÜK DAL onu batağa yuvarlayacaktır…Rabbimiz, En’am Suresi ayet. 116.da mealen şöyle buyurmaktadır: ***Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler…***

 

4.  ZINDIK… Kardeşlerim, Aydınlık ve karanlığın ne olduğunu İDRÂK edip anlamakla beraber yine de, AHİRETE ve Allahu tealanın RAB olduğu gerçeğine inanmayan dinsize *ZINDIK* adı verilmektedir. Zındık bazı hâllerde aynı Münafıklar gibi kafir olduğunu gizler, Müslümanın yanında müslüman gibi görünür, konuşur, imanlıymış gibi hareket eder yalnız bunlar herkesi kendileri gibi *NOKSAN AKILLI* zanneder. Zaten bütün zındıkların ORTAK özellikleri Noksan, eksik akıl sahibi olmalarıdır. Bu yüzden İmanları da noksandır. Ama ASIL olan İSLAM dinidir, hiç bir eksiklik ve noksanlığı kabul etmez. Adem Aleyhiselam, Nuh Aleyhiselam, İbrahim Aleyhiselam, Musa aleyhiselam ve Peygamber Efendimize (sav) gelene kadar, Peygamberlerin hepsi insanlığı Allahın dinine, TEVHİDE, İslama çağırmışlardır… İslam dini nerede olursa olsun insanlığı birlik, beraberlik, VAHDETE çağırmıştır… ZINDIK ise ayrılıkçı, Fesat ve fitne tarafındadır…Rabbimiz Ankebut suresi ayet. 52. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** De ki: Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. BATILA İNANAN ve Allah’ı İNKÂR edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır…*** Rabbim, bizleri ZINDIKLARIN şerrinden muhafaza eylesin…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.